Samsung Galaxy S23 serisi daha akıcı 8K video çekecek

Samsung Galaxy S23 serisi daha akıcı 8K video çekecek



Samsung Galaxy S23 Ultra LOG Tasarım

Yeni yılın ilk aylarında karşımıza çıkacak olan Samsung Galaxy S23 ailesi için yeni bilgiler geldi. Serinin 8K’daki fps değeri artıyor.

Üç farklı modelden oluşacak Galaxy S23 serisi, bir firma yetkilisi tarafından verilen bilgiye göre şubat ayının ilk haftası içerisinde lanse edilecek. San Francisco merkezli bir etkinlikte görücüye çıkarılacak telefonlar, sağlam kaynak Ice Universe’in açıklamasına göre Galaxy S22 ailesinden farklı olarak 8K çözünürlükte 24 fps değil 30 fps video çekebilecek. Burada aşırı bir artış olmayacak ancak yine de yeni ailenin 8K videoları daha akıcı görünecek. 8K’daki fps artışını depolama iyileştirmeleri ve güncellenmiş ISP’ye sahip yeni işlemcilerindeki geliştirmeler üzerinden sunacak telefonlar, bu olumlu gelişme ile öne çıkamayacaklar. Çünkü 8K halen hiçbir kullanıcının hayatında yer almıyor, sadece çok spesifik kullanım senaryolarında fayda sağlayabiliyor.

Modeller arasında özellikle Samsung Galaxy S23 Ultra dikkat çekiyor. Bu modelin en çok öne çıkarıldığı yanı ise kesinlikle arka kamera sistemi olacak. Çünkü telefonda 200 megapiksellik bir ana kameraya verilecek. Telefonun kamera sistemi hakkında özel bilgiler aktaran şirkete yakın isimlerden Ice Universe, modeldeki 200 megapiksellik ana kameranın doğal detaylar ve düşük kumlama sunduğunu aktardı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Galaxy S22 Ultra’ya oranla gece modu performansının ciddi şekilde artırıldığı aktarılan Samsung Galaxy S23 Ultra, söylendiği kadarıyla fotoğraflarda eskiye nazaran daha farklı renkler sunuyor ve 12 megapiksel modunda yüksek ve temiz detaylar veriyor. Model için telefoto kamera odağında da iyileştirmeler masada.

10x telefoto zoom kamerası Galaxy S22 Ultra’dakinden çok daha keskin sonuçlar ortaya koyacak denilen Galaxy S23 Ultra, telefoto konusunda yapay zekâ kullanımını da artıracak. Bu sayede telefon ile çekilen 10x, 30x ve hatta 100x çekimlerin sonuçları daha iyi görünecek. Sistem fotoğrafları analiz ederek özellikle yazıları daha okunaklı ve doğal hale getirecek.

Samsung Galaxy S23 serisi bundan önce geçtiğimiz hafta ortaya çıkan acil durumlarda kullanmak adına uydu bağlantı desteğine sahip olabilirler haberiyle ses getirmişti. Bu halen yüzde 100 kesin değil ancak Samsung’un altyapı için iki yıldan uzun süredir çalıştığı ve son aşamada bağlantı için Iridium ile ortaklık kurduğu aktarılıyor. Alçak dünya yörüngesinde 66 farklı uydusunun olduğu aktarılan Iridium, Samsung için mantıklı bir partner konumunda bulunuyor.

Telefonlar, kesin olarak yeni tanıtılan Snapdragon 8 Gen 2 işlemci üzerine kurulacak. Hatta telefonlar kısa süre önce ortaya çıkan bilgilere göre Snapdragon 8 Gen 2 işlemcinin “yüksek frekans” değerine sahip özel bir sürümünü taşıyacak.

Samsung Galaxy S23 Ultra detayları yanında bu da ilginizi çekebilir: Apple Mac Studio ve Studio Display

Read More

Haberler İsrail’den Bahreyn’e Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk ziyaret

Haberler İsrail’den Bahreyn’e Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk ziyaret

Haberler

İlişkilerin normalleştirilmesi yönünde 2020’de imzalanan anlaşmanın ardından İsrail’den Bahreyn’e Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk ziyaret gerçekleşti. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, resmi ziyaret kapsamında geldiği Bahreyn’in başkenti Manama’daki El-Kudaybiye Sarayı’nda Kral Hamad bin İsa Al Khalifa ile görüştü. Herzog’a ziyaretinde ekonomi ve sanayi sektöründen isimlerden oluşan bir heyet eşlik ediyor.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler İsrail’den Bahreyn’e Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk ziyaret

Ziyaret ile ikili ilişkilerin güçlenmesini umduğunu belirten Kral Hamad, Bahreyn’in Filistin halkının meşru haklarını garanti eden adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa verdiği desteği vurguladı. Herzog sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bahreyn Krallığı topraklarında, Bahreyn Kralı’nın yanında milli marşımız Hatikva’yı duymak çok dokunaklı. Müttefiklerimizle ilişkilerimizi güçlendirmeli ve barış çemberini bölgedeki diğer halkları da kapsayacak şekilde genişletmeye çalışmalıyız” ifadelerini kullanarak, “Ziyaretim, İsrail’in Bahreyn ile savunma, ticaret, turizm ve çevre alanlarında ortaklıklar da dahil olmak üzere ilişkilere verdiği önemi gösteriyor. Barışımız stratejiktir. Uluslarımıza ve bölgedeki tüm halklara katkıda bulunuyor. Böylece tüm vatandaşlar barışın meyvelerinden faydalanabilir” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

Herzog, Bahreyn’in ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret edecek ve BAE Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan ile görüşecek.

Read More

Haberler MİT’ten kritik operasyon: Siham Mislih etkisiz hale getirildi

Haberler MİT’ten kritik operasyon: Siham Mislih etkisiz hale getirildi

Haberler

Milli İstihbarat Teşkilatı, Türkiye- Suriye sınır hattında güvenlik güçlerimize yönelik eylemlerin son bulması amacıyla PKK/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüten üst düzey kadroları etkisiz hale getirilmesi faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor.

class=’medyanet-inline-adv’>

HEDEF LİSTESİNE ALINDI

Bu kapsamda son olarak PKK/YPG Ayn İsa Eyaleti Sorumlularından Mizgin Kobani kod adlı Siham Mislih, MİT tarafından etkisiz hale getirildi. Mizgin Kobani kod adlı Siham Mislih, etkisiz hale gelmeden önce Barış Pınarı Harekât (BPH) Bölgesi’nde görevli güvenlik güçlerimize yönelik eylemleri organize etmiş ve kendisine bağlı unsurlarla doğrudan sabotaj eylemlerine katılmıştı. Eylemleri azmettirdiği bilgisi alan MİT, Siham Mislih’i hedef listesine aldı.

MİT TARAFINDAN ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Son olarak Suriye’nin Türkiye sınır hattına sorumlu düzeyde düzenlemesi gerçekleştirilen PKK/YPG Ayn İsa Eyaleti Sorumlularından Mizgin Kobani kod adlı Siham Mislih, Ayn İsa’daki kaynaklar vasıtasıyla takibe alındı. Hedef şahıs hiçbir sivil unsurun bulunmadığı uygun yer tespit edildikten sonra MİT tarafından gerçekleştirilen operasyon ile etkisiz hale getirildi.

Read More

Haberler Ölmeden dakikalar önce katilini buldu ve mesaj attı! ‘Buzdolabındaki yulafa bir şey mi yaptın?

Haberler Ölmeden dakikalar önce katilini buldu ve mesaj attı! ‘Buzdolabındaki yulafa bir şey mi yaptın?

Haberler

Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Takvimler Ocak 2021’i gösteriyordu. ABD’nin Indiana eyaletindeki Carmel bölgesinde yaşayan Francis Kelley, iki yaşındaki kızı için 42 yaşındaki eski kız arkadaşı Heidi Littlefield ile adeta savaş halindeydi. Yollarını bir süre önce ayırmışlardı ancak iki yaşındaki küçük kızları için aralarındaki iletişimi devam ettirmek zorundalardı. Her ikisi de ebeveyn olarak küçük kızın sorumluluğunu tek başına üstlenmek istiyordu ve her iki taraf da birbirlerini ebeveynlik anlaşmasını ihlal etmekle suçluyordu.

Özellikle Francis Kelley, Heidi Littlefield’ın saldırgan tutumlarından rahatsızlık duyuyordu. Bu tavırlara karşı geri adım atmayan Francis Kelley, eski sevgilisinden şikâyetçi oldu. Soluğu mahkemede alan ikili için bir duruşma tarihi belirlendi. Bu tarih aslında Francis Kelley için sonun başlangıcı oldu.

ÇOCUKLARINA DÜŞKÜN BİR BABAYDI

İyi bir baba olmak Francis Kelley için önemliydi. İki yaşındaki minik kızı haricinde bir başka eski kız arkadaşından da 9 yaşında bir kız çocuğu vardı. Çevresinde sık sık görüştüğü çocuklarına düşkün olmasıyla tanınıyordu Kelley. Littlefield da çocuk sahibiydi. 23 yaşındaki Logan Runyon yalnızca Heidi Littlefield’ın kızı değil aynı zamanda hayattaki en büyük dostu ve sırdaşıydı.

Logan Runyon, üvey kardeşinin velayetindeki anlaşmazlık üzerine mahkemelik olan annesinin başına gelen her şeyi tüm detaylarıyla biliyordu. Üstelik sadece Runyon değil aynı zamanda genç kadının 30 yaşındaki erkek arkadaşı Robert Walker da Heidi Littlefield ve Francis Kelley arasında yaşanan anlaşmazlığa hakimdi. 2021’in başında yaşanan bir olay ise bu üçlünün adını tüm dünyaya duyuracaktı.

BÜYÜK KIZININ ANNESİ POLİSLE İLETİŞİME GEÇTİ

18 Ocak 2021’de bir kadın polisle iletişime geçti. Bu kişi Fancis Kelley’nin büyük kızının annesiydi. Kelley’nin çocuğunu almaya gelmediğini, hatta ondan birkaç gündür haber alamadığını polise söyledi. Kayıp ihbarı üzerine harekete geçen ekipler Kelley’nin Carmel’daki evine gitti. Evden içeri adım atan ekipler Kelley’nin bir kanepede uzandığını fark etti. Hızlı adımlarla 44 yaşındaki adamın yanına yaklaşıldığında ise Kelley’nin hayatını kaybettiği tespit edildi.

Kelley’nin cansız bedeni en az birkaç gündür evin salonundaki kanepedeydi ve ilk çocuğunun annesi dışında hiçbir kimse onun nerede olduğundan şüphelenmemişti. Yapılan ilk incelemede herhangi bir bıçak darbesi tespit edemeyen ekipler adamın zehirlenmiş olma ihtimalinin güçlü olduğunu duyurdu. Yapılan incelemeler polisin haklı olduğunu ortaya çıkaracaktı.

‘BUZDOLABIMDAKİ YULAF EZMESİNE BİR ŞEY Mİ YAPTIN?’

Yapılan otopside Kelley’nin boğulma nedeniyle hayatını kaybettiği ve ciddi bir kafa travması geçirdiğini ortaya çıkardı. Toksikoloji raporları ise adamın vücudunda sentetik bir opioid olan fentanil bulunduğunu yani Kelley’nin zehirlendiğini açığa çıkardı. Bu esnada Kelley’nin cep telefonu inceleme altındaydı.

Onu kimin zehirlediğine dair ipucu arayan ve özellikle adamın eve sık sık girebilen yakın çevresinden şüphelenen polis, 15 Ocak tarihinde Kelley’nin attığı bir mesajı dikkat çekici buldu. Kelley, mesajda “Buzdolabımdaki yulaf ezmesine bir şey mi yaptın?” demişti. Bu cümle tam da ekiplerin görmek istediği türden bir mesajdı. Yulaf ezmesine katılan zehir yüzünden Kelley’nin hayatını kaybetmesi mümkündü. Mesajın kime atıldığına bakan ekipler, aradıkları cevaba ulaşmıştı. Mesajın gönderildiği kişi eve sık sık giren, mahkemelik olduğu eski sevgilisi Heidi Littlefield’dan başkası değildi.

ÖLMEDEN HEMEN ÖNCE KATİLİYLE MESAJLAŞTI!

Polis kayıtlarına göre Kelley ve Littlefield arasında 15 Ocak’ta geçen mesaj trafiği şu şekildeydi:

Kelley: Buzdolabımdaki yulaf ezmesine bir şey mi yaptın?

Littlefield: Sen neden bahsediyorsun?

Kelley: Dün gece buzdolabımı açtığını görmüştüm. Yulaf ezmesinin tadını beğenmedim. Yedikten sonra başım döndü.

Littlefield: Kim senin o gereksiz yulaf ezmesini buzdolabına koysun, dediğin şey hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Söylediğin şeyler artık beni aşıyor.

Kelley’nin son mesaja cevap vermeye çalışırken hayatını kaybettiği düşünülüyor.

KIZI VE KIZININ SEVGİLİSİ İTİRAF ETTİ

Gözaltına alınan 42 yaşındaki kadın, sorgusunda hakkındaki suçlamaları reddetti. Ancak olayın bölgede duyulmasından sonra polise bildiklerini anlatan bir kişi, kadının Kelley’i öldürme planları yaptığını, özellikle de kızı ve kızının erkek arkadaşının işin içinde olabileceğini ekiplerle paylaştı. Kızının erkek arkadaşı Robert Walker, cinayet işlemek için komplo kurmaktan suçunu kabul etti ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kızı Logan Runyon da sorgusunda annesiyle birlikte Kelley’i öldürdükten sonra bir sandviç dükkanına gittiklerini ve cinayetin işlenmesine sebep olan kravatı çöpe attıklarını itiraf etti. Runyon’a yönelik cinayet suçlamaları, annesi aleyhinde ifadesi vermesi karşılığında düşürüldü ve cinayet işlemek için komplo kurmak suçu nedeniyle 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kızının ve kızının erkek arkadaşının cinayeti işlediklerini itiraf etmelerinden sonra dahi suçunu kabul etmeyen Littlefield ise cinayeti işlemek suçundan geçen ay suçlu bulundu ve toplam 115 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

CİNAYETİ İŞLEMEYE 6 AY ÖNCE KARAR VERMİŞ

Peki cinayet nasıl işlendi? Littlefield, Kelley’i öldürmeye mahkemelik olmadan neredeyse 6 ay önce karar verdi. Ağustos 2020’de Ohio’daki uyuşturucu satıcılarından fentanil satın alan Littlefield, Ekim 2020 ve Ocak 2021 arasında tam 4 ay boyunca Kelley’nin evine gizlice girdi. Kelley’nin çok sevdiği yulaf ezmesine zehir ekleyen ve bunu sistemli bir şekilde devam ettiren Littlefield, adamın sağlığına zaman içerisinde ciddi zararlar vermek istiyordu. Amacı ise kızının velayetini kaybetmemekti.

Ona göre sistemli bir şekilde zehirlenen eski sevgilisi ‘doğal’ bir şekilde zaman içerisinde sağlığını kaybedecek ve yaşamını yitirecekti. Ancak 14 Ocak 2021’de yulaf ezmesine kattığı zehir oldukça fazla olduğu için kurduğu dehşet veren ölüm planı eski sevgilisinin hayatını kaybetmesine, kendisinin ve kızının ise hapishaneye yollanmasıyla sonuçlanmış oldu.

Read More

Haberler Ölmeden dakikalar önce katilini buldu ve mesaj attı! ‘Buzdolabındaki yulafa bir şey mi yaptın?

Haberler Ölmeden dakikalar önce katilini buldu ve mesaj attı! ‘Buzdolabındaki yulafa bir şey mi yaptın?

Haberler

Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Takvimler Ocak 2021’i gösteriyordu. ABD’nin Indiana eyaletindeki Carmel bölgesinde yaşayan Francis Kelley, iki yaşındaki kızı için 42 yaşındaki eski kız arkadaşı Heidi Littlefield ile adeta savaş halindeydi. Yollarını bir süre önce ayırmışlardı ancak iki yaşındaki küçük kızları için aralarındaki iletişimi devam ettirmek zorundalardı. Her ikisi de ebeveyn olarak küçük kızın sorumluluğunu tek başına üstlenmek istiyordu ve her iki taraf da birbirlerini ebeveynlik anlaşmasını ihlal etmekle suçluyordu.

Özellikle Francis Kelley, Heidi Littlefield’ın saldırgan tutumlarından rahatsızlık duyuyordu. Bu tavırlara karşı geri adım atmayan Francis Kelley, eski sevgilisinden şikâyetçi oldu. Soluğu mahkemede alan ikili için bir duruşma tarihi belirlendi. Bu tarih aslında Francis Kelley için sonun başlangıcı oldu.

ÇOCUKLARINA DÜŞKÜN BİR BABAYDI

İyi bir baba olmak Francis Kelley için önemliydi. İki yaşındaki minik kızı haricinde bir başka eski kız arkadaşından da 9 yaşında bir kız çocuğu vardı. Çevresinde sık sık görüştüğü çocuklarına düşkün olmasıyla tanınıyordu Kelley. Littlefield da çocuk sahibiydi. 23 yaşındaki Logan Runyon yalnızca Heidi Littlefield’ın kızı değil aynı zamanda hayattaki en büyük dostu ve sırdaşıydı.

Logan Runyon, üvey kardeşinin velayetindeki anlaşmazlık üzerine mahkemelik olan annesinin başına gelen her şeyi tüm detaylarıyla biliyordu. Üstelik sadece Runyon değil aynı zamanda genç kadının 30 yaşındaki erkek arkadaşı Robert Walker da Heidi Littlefield ve Francis Kelley arasında yaşanan anlaşmazlığa hakimdi. 2021’in başında yaşanan bir olay ise bu üçlünün adını tüm dünyaya duyuracaktı.

BÜYÜK KIZININ ANNESİ POLİSLE İLETİŞİME GEÇTİ

18 Ocak 2021’de bir kadın polisle iletişime geçti. Bu kişi Fancis Kelley’nin büyük kızının annesiydi. Kelley’nin çocuğunu almaya gelmediğini, hatta ondan birkaç gündür haber alamadığını polise söyledi. Kayıp ihbarı üzerine harekete geçen ekipler Kelley’nin Carmel’daki evine gitti. Evden içeri adım atan ekipler Kelley’nin bir kanepede uzandığını fark etti. Hızlı adımlarla 44 yaşındaki adamın yanına yaklaşıldığında ise Kelley’nin hayatını kaybettiği tespit edildi.

Kelley’nin cansız bedeni en az birkaç gündür evin salonundaki kanepedeydi ve ilk çocuğunun annesi dışında hiçbir kimse onun nerede olduğundan şüphelenmemişti. Yapılan ilk incelemede herhangi bir bıçak darbesi tespit edemeyen ekipler adamın zehirlenmiş olma ihtimalinin güçlü olduğunu duyurdu. Yapılan incelemeler polisin haklı olduğunu ortaya çıkaracaktı.

‘BUZDOLABIMDAKİ YULAF EZMESİNE BİR ŞEY Mİ YAPTIN?’

Yapılan otopside Kelley’nin boğulma nedeniyle hayatını kaybettiği ve ciddi bir kafa travması geçirdiğini ortaya çıkardı. Toksikoloji raporları ise adamın vücudunda sentetik bir opioid olan fentanil bulunduğunu yani Kelley’nin zehirlendiğini açığa çıkardı. Bu esnada Kelley’nin cep telefonu inceleme altındaydı.

Onu kimin zehirlediğine dair ipucu arayan ve özellikle adamın eve sık sık girebilen yakın çevresinden şüphelenen polis, 15 Ocak tarihinde Kelley’nin attığı bir mesajı dikkat çekici buldu. Kelley, mesajda “Buzdolabımdaki yulaf ezmesine bir şey mi yaptın?” demişti. Bu cümle tam da ekiplerin görmek istediği türden bir mesajdı. Yulaf ezmesine katılan zehir yüzünden Kelley’nin hayatını kaybetmesi mümkündü. Mesajın kime atıldığına bakan ekipler, aradıkları cevaba ulaşmıştı. Mesajın gönderildiği kişi eve sık sık giren, mahkemelik olduğu eski sevgilisi Heidi Littlefield’dan başkası değildi.

ÖLMEDEN HEMEN ÖNCE KATİLİYLE MESAJLAŞTI!

Polis kayıtlarına göre Kelley ve Littlefield arasında 15 Ocak’ta geçen mesaj trafiği şu şekildeydi:

Kelley: Buzdolabımdaki yulaf ezmesine bir şey mi yaptın?

Littlefield: Sen neden bahsediyorsun?

Kelley: Dün gece buzdolabımı açtığını görmüştüm. Yulaf ezmesinin tadını beğenmedim. Yedikten sonra başım döndü.

Littlefield: Kim senin o gereksiz yulaf ezmesini buzdolabına koysun, dediğin şey hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Söylediğin şeyler artık beni aşıyor.

Kelley’nin son mesaja cevap vermeye çalışırken hayatını kaybettiği düşünülüyor.

KIZI VE KIZININ SEVGİLİSİ İTİRAF ETTİ

Gözaltına alınan 42 yaşındaki kadın, sorgusunda hakkındaki suçlamaları reddetti. Ancak olayın bölgede duyulmasından sonra polise bildiklerini anlatan bir kişi, kadının Kelley’i öldürme planları yaptığını, özellikle de kızı ve kızının erkek arkadaşının işin içinde olabileceğini ekiplerle paylaştı. Kızının erkek arkadaşı Robert Walker, cinayet işlemek için komplo kurmaktan suçunu kabul etti ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kızı Logan Runyon da sorgusunda annesiyle birlikte Kelley’i öldürdükten sonra bir sandviç dükkanına gittiklerini ve cinayetin işlenmesine sebep olan kravatı çöpe attıklarını itiraf etti. Runyon’a yönelik cinayet suçlamaları, annesi aleyhinde ifadesi vermesi karşılığında düşürüldü ve cinayet işlemek için komplo kurmak suçu nedeniyle 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kızının ve kızının erkek arkadaşının cinayeti işlediklerini itiraf etmelerinden sonra dahi suçunu kabul etmeyen Littlefield ise cinayeti işlemek suçundan geçen ay suçlu bulundu ve toplam 115 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

CİNAYETİ İŞLEMEYE 6 AY ÖNCE KARAR VERMİŞ

Peki cinayet nasıl işlendi? Littlefield, Kelley’i öldürmeye mahkemelik olmadan neredeyse 6 ay önce karar verdi. Ağustos 2020’de Ohio’daki uyuşturucu satıcılarından fentanil satın alan Littlefield, Ekim 2020 ve Ocak 2021 arasında tam 4 ay boyunca Kelley’nin evine gizlice girdi. Kelley’nin çok sevdiği yulaf ezmesine zehir ekleyen ve bunu sistemli bir şekilde devam ettiren Littlefield, adamın sağlığına zaman içerisinde ciddi zararlar vermek istiyordu. Amacı ise kızının velayetini kaybetmemekti.

Ona göre sistemli bir şekilde zehirlenen eski sevgilisi ‘doğal’ bir şekilde zaman içerisinde sağlığını kaybedecek ve yaşamını yitirecekti. Ancak 14 Ocak 2021’de yulaf ezmesine kattığı zehir oldukça fazla olduğu için kurduğu dehşet veren ölüm planı eski sevgilisinin hayatını kaybetmesine, kendisinin ve kızının ise hapishaneye yollanmasıyla sonuçlanmış oldu.

Read More

Haberler Kökünü Kurutma Operasyonu! Bakan Soylu: 269 kişi gözaltına alındı

Haberler Kökünü Kurutma Operasyonu! Bakan Soylu: 269 kişi gözaltına alındı

Haberler

Bakan Soylu, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Merkezi (KGYS) Kriz Merkezi’nde, Kocaeli ve Sakarya’da yapılan ‘Kökünü Kurutma Operasyonu’nun detaylarını paylaştı. Soylu, “3 aylık projeli çalışma sonucunda gerçekleştirilen operasyonda; uyuşturucu satıcıları, torbacılar, bunları çekip çeviren organize suç liderleriyle ilgili bu sabah yine hem Kocaeli hem Sakarya’da başarılı bir operasyon gerçekleştirildi. Kocaeli merkezde 111, Sakarya merkezde 196 olmak üzere toplamda 307 şüphelinin ‘uyuşturucu madde ticareti’ suçundan yakalanması başta olmak üzere gerçekleşen operasyonda; 2 ilde yaklaşık 2 bin 67 arkadaşımız, kahraman polisimiz ve aynı zamanda 3 deniz liman botu, 2 helikopter, 11 mini İHA ve 29 narkotik dedektör köpek katıldı. 307 hedeften 269’u şu ana kadar gözaltına alınmış oldu” diye konuştu

class=’medyanet-inline-adv’>

‘TÜRKİYE AVRUPA GİBİ TESLİM OLMUŞ DEĞİL’

Türkiye’nin Avrupa gibi uyuşturucuya teslim olmadığını kaydeden Bakan Soylu, “Kocaeli’nde 93, Sakarya’da 176 kişiye gözaltı sağlandı. Bu operasyonların amacı; uyuşturucu satış mekanizmalarını tamamen çökertmek, hareketsiz hale getirebilmek. Avrupa uyuşturucu ile mücadelede pes etmiş durumdadır. Hemen hemen bütün ülkelerde uyuşturucu kullanımı serbest bırakılmıştır. ‘Narkoshop’lar açılmaktadır, şırıngalar dağıtılmaktadır ve kendilerince kontrollü bir mekanizma uygulayarak esas itibariyle uyuşturucu arzının sürekli olarak artmasına sebebiyet teşkil etmektedir. Sadece Belçika Limanı’na geçen yıl gelen kokain miktarı, bir yakalamada 70 tondur. Türkiye, Avrupa gibi teslim olmuş değildir; hangi uyuşturucu çıkarsa çıksın bunu milli mücadele olarak görmüştür. 15 Temmuz’dan önce uyuşturucu yakalanan miktarın ancak 4’te 1’i doğu ve güneydoğuda yakalanıyordu. Şimdiyse 4’te 3’ü batıya sevk edilmeden önce yakalanıyor. Eroin rotası değişmiştir. Türkiye’nin ortaya koyduğu alan baskısı ve mücadele ile captagon rotası değişmiştir. Bonzaide ciddi bir azalma söz konusudur. Şu ana kadar 15 ton metamfetamin yakaladık. Elbette bastığınız alandaki maddenin yerine başka bir madde yapmak için uluslararası sistemin olduğunu da unutmamak lazım. Geçen yıl yakalanan eroin miktarı 22 tondu. Bu yıl 8,5-9 ton. Rota değişip, Akdeniz’e indi. Yüzde 71 uyuşturucudaki ölümler azaldı. Uyuşturucuya bağlı direkt ölümler adli tıp rakamlarıyla 270’e düştü. Bu yıl itibarıyla de uyuşturucu ölümlerinde aşağıya gidiyoruz” dedi. 

class=’medyanet-inline-adv’>

‘SAHA BASKIMIZI DEVAM ETTİRECEĞİZ’

Türkiye’de ‘Narkolog’ gibi birçok proje yürütüldüğünü de hatırlatan Bakan Soylu, “Türkiye, topyekun uyuşturucu ile mücadeleyi ortaya koymaktadır. Hangi maddede artış varsa bu konuda ciddi bir baskıyı ortaya koyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye, dünyaya örnek bir çalışma sergilemektedir. Bunun karşılığında da ilk kez satıcılığa bulaşmışların sayısı, son 2 yılda düşüş sergilemektedir. Yine yargı ile ortaya koyduğumuz eş mücadele karşılığını vermektedir. Macaristan İçişleri Bakanı geçen buradaydı. 10 milyon nüfusu var. 14 bin cezaevinde uyuşturucudan hükümlüsü var. Bize tekabül ettiğinde sayı 140-145 bine gelir. Saha baskımızı devam ettireceğiz. Çocukları, gençleri korumak için mücadeleye devam edeceğiz. Topyekun bu mücadeleyi kazanacağız, kökünü kurutana kadar devam edeceğiz. Hem insansız hava araçlarımız hem helikopterlerimiz katılıyor hem kent güvenlik sistemleriyle bütün teknolojiyi kullanıyoruz. İnsansız hava araçları sınırlarımızda destek ortaya koyuyorlar” diye konuştu. 

class=’medyanet-inline-adv’>

‘PKK’NIN EN ÖNEMLİ FİNANSMANI KALDIRILDI’

Terör örgütü PKK’nın en önemli finansmanının ortadan kaldırıldığını anlatan Soylu, “Bu yıl 101 milyon kök kenevir yakalandı. 9 milyon da skunk bitkisi. 110 milyon kök kenevir, direkt PKK’ya, terörün finansmanı için aktarılacaktı. Mücadeleyle PKK’nın en önemli finansını ortadan kaldırılmıştır. Önümüzdeki yıl daha farklı ve daha başarılı sonuçlar elde edecek metotlar uygulayacağız. Hem terör hem uyuşturucu hem göçmen kaçakçılığı; bunların üçü birbirinin tamamlayıcısıdır. Bu şehirlere sirayet ettiğinde yanına bir de asayiş gelmektedir. Bunların topyekunuyla mücadele ettiğimizde, ülkemiz huzurlu ve terörün finansmanını ortadan kaldıran anlayışı sevk etmiş olacağız” dedi. 

Read More

Haberler ‘Hipersonik’ KIZILELMA! Tarihi süreç böyle olacak

Haberler ‘Hipersonik’ KIZILELMA! Tarihi süreç böyle olacak

Haberler

Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı olarak görev yapacak olan Bayraktar KIZILELMA’nın geliştirilme sürecinde önemli bir aşama daha başarıyla tamamlandı. Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) KIZILELMA’nın ilk koşu testinin başarıyla gerçekleştirilmesinin ardından geçtiğimiz gün de teker kesme testinin başarıyla yapıldığı açıklandı. Baykar Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar güzel haberi sosyal medya hesabından paylaştı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Selçuk Bayraktar açıklamasında “Zor tutuyoruz… Bayraktar #KIZILELMA teker kesme testinde ayaklarını yerden kesti. Az kaldı inşallah…” ifadelerine yer verdi.

haberler Hipersonik KIZILELMA Tarihi süreç böyle olacak

KIZILELMA, 2023’TE GÖKLERDE OLACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan da KIZILELMA’nın ilk uçuşu için 2023’ü işaret etmişti.

PARADİGMA DEĞİŞİMİNİN İLK DOĞUM SANCILARI

Peki KIZILELMA havacılık tarihinde ne gibi değişimler yaratacak? Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, KIZILELMA’daki son gelişmeleri milliyet.com.tr’den Sercan Dinç’e değerlendirdi. İşte Oğuz’un açıklamaları;

haberler Hipersonik KIZILELMA Tarihi süreç böyle olacak

KIZILELMA paradigma değişimi olacaktır. Bu noktada baktığınız zaman hemen ilk hizmete girecek olan KIZILELMA hayal edilen tüm şeyleri sağlamasa da 15-20 yıl içerisinde insanlı son modern savaş uçaklarına karşı hava üstünlüğü sağlayacak bir uçak olması beklenebilir.

Öte yandan baktığımızda KIZILELMA özellik olarak da görünürlük (radar, kızılötesi, ses, vb.) olarak da düşük olacak. Bu ilk hizmete girecek KIZILELMA böyle olmasa da sonuçta buraya doğru ilerliyor. Bu bir sürecin başlangıcı. 15-20 yıllık insanlı uçaklara hava üstünlüğü sağlayacak bir uçak sürecinin, insansız uçak sürecinin bir başlangıcı olarak bakmak lazım. Dolayısıyla bir paradigma değişiminin ilk doğum sancılarını yaşıyoruz şu anda. Kısa sürede hizmete girecek, ondan sonra da sürekli geliştirilerek devam edecektir.

class=’medyanet-inline-adv’>

ÇOK DAHA YÜKSEK PERFORMANSLI BİR MODELİ DE GELECEK

İlk etapta hava yer görevleri daha yüksek öncelikli olacaktır. Ancak bununla birlikte hem AESA radarın hizmete girmesi, hem kendini koruma sistemlerinin hizmete girmesi, hem hava hava füzeleri ve bununla ilgili unsurların hizmete girmesiyle, aynı zamanda hava hava görevlerini yerine getirebilen, hatta daha ileri sistemlerle birlikte yani motorların. Tabi ilk girecek olan, ses altı hızlı uçacak olan şu anda testleri yapacak olan uçak, ses hızının üstüne çıkamıyor. Ses hızının altında olacak. İleride öncelikli olarak ses hızının üzerine çıkacak. Ondan sonra çift motorlu olarak çok kabiliyeti çok daha yüksek performanslı bir modeli de gelecek.

haberler Hipersonik KIZILELMA Tarihi süreç böyle olacak

HİPERSONİK HIZLARA DA ÇIKACAK

KIZILELMA’yı AKINCI örneğiyle AKINCI-A, AKINCI-B diye devam ettiği gibi, KIZILELMA da o şekilde; ses altı KIZILELMA-A ses üstü KIZILELMA-B, ses üstü çift motorlu KIZILELMA-B gibi devam edecek. Hatta ileriki aşamalarda, yani 15-20 yıl ileriye baktığınız zaman KIZILELMA içerisinde insan olmadığı için sınırlandırmalar olmayacağı için hipersonik hızlara da çıkacaktır.

ÇOK FAZLA ÖRNEĞİ YOK

Dolayısıyla bu aslında dediğim gibi paradigma değişimidir. O paradigma değişimin şu anda doğum sancılarını yaşıyoruz hep birlikte insanoğlu olarak. Çok da fazla örneği yok. Amerika Birleşik Devletleri çok uzun yıllardır çalışıyor bu projelerde. Rusya’nın var bir projesi. Çin’in görüyoruz bazı fotoğraflarını. Bunlar gibi üst düzey askeri yetkinliklere sahip ülkeler üzerinde çalışıyor.

class=’medyanet-inline-adv’>

TÜRKİYE BU HIZLA DEVAM EDERSE BİR İLK YAŞANACAK

Türkiye eğer bu hızla devam ederse tüm dünyada bir askeri kuvvetin envanterine alınmış ilk seri üretim insansız savaş uçağını kullanıyor olacak. Tabi bu noktadan hipersonik bir savaş uçağına kadar gidecek ama bu bir süreç olacak. Bu süreçte adım adım üzerine konularak gidilecek.

haberler Hipersonik KIZILELMA Tarihi süreç böyle olacak

Bayraktar KIZILELMA, geçtiğimiz gün teker kesme testini başarıyla gerçekleştirdi.

BAYRAKTAR’IN 8 SENEDEKİ DEĞİŞİMİ

Nasıl ki işte ilk önce Bayraktar TB-2 yani taktik vardı. Ama bakıyoruz 2014’teki Bayraktar TB-2 ile 2022’deki aynı değil. Yani hizmete gittikten sonra 8 sene boyunca sürekli üzerine konuldu. Hatta onun teknolojisinden yararlanıp AKINCI üretildi ve AKINCI da geliştirilmeye devam ediyor. İlk önce farklı bir motoru vardı, şimdi daha farklı bir motor var. Artık daha fazla kapasiteli gibi sürekli yaşayan bir organizma olarak düşünün.

class=’medyanet-inline-adv’>

Burada ilk adımları ama bu adım bile dünyada çok önemli bir adım. Çünkü bu tür bir hava aracının ilk defa hizmete alınması olacak. Seri üretimi yapılan bir hava aracının ve dünyadaki düzenli bir orduda ilk defa kullanılacak hizmete girecek.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÖZELLİKLERİNDEN BİRİ DE…

Tabi çok da önemlisi bir şey var. Türkiye’nin en büyük özelliklerinden biri de insansız hava araçları yaparken kendi kullanım konseptlerine uygun yapması. Yani dünyada var olan biçilen görevleri değil, kendi ihtiyacı olan özelliklere göre yapıyor. KIZILELMA’da da bu önce olacaktır. Dolayısıyla bu şekliyle de dünyada çok önemli bir yere oturacaktır. Nasıl Bayraktar TB-2’yi tamamen dünyada daha önce kullanılmayan bir konseptle kullandık ve böylece dünya orduları içinde kullanılmayan bir görev verdik. Ama bu bir görev bizim ihtiyacımıza uygun bir görev olduğu için çok etkili oldu. KIZILELMA da aynı şekilde böyle olacak.

Şu ana kadar zaten gelen ihtiyaçlar üzerinden toplanarak yapıldı. Kullanılmaya başladıkça da sahadan gelen geri bildirimlerle ilave şeyler yapılacaktır. Aslında ilave yapılacak şeyler günümüz itibarıyla bizim elimizde var bu teknolojiler. Teker teker zaten nitekim koyuyoruz, koymaya da devam ediyoruz.

ADIM ADIM, DENENE DENENE…

Her şeyi birlikte koyup sahada etkisi olmayacak, irrasyonel bir ürün ortaya çıkartmak değil. Önemli olan kuvvetin isteklerini sağlayacak herşeyi adım adım üzerine koyarak, deneye deneye, sahada sorun çıkartmayacak şekilde, ideal yüksek performanslı bir ürün çıkartabilmek. KIZILELMA’da da bu şekilde ilerliyoruz.

class=’medyanet-inline-adv’>

DAHA İLERİSİ YOK

İlk KIZILELMA hizmete girdikten sonra sürekli, sürekli, sürekli geliştirilecek. Şu anda teorik olarak bunun ucu yok. Bu tamamen insanlığın gelişmesi ile alakalı. Teknoloji geliştikçe KIZILELMA da gelişecek. Çünkü KIZILELMA olgusu, günümüzde, en son teknolojileri içeren uçak sınıfını temsil ediyor. Dolayısıyla daha ilerisi yok. Ucu açık bir teknolojiden bahsediyoruz.

Read More

Haberler 6’lı masanın aday anketi! Bahçeli: Bana sorulursa tercihim sınıf arkadaşım

Haberler 6’lı masanın aday anketi! Bahçeli: Bana sorulursa tercihim sınıf arkadaşım

Haberler

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için anket yaptıracağı iddiasına ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda bugün başlayan bütçe görüşmelerine katıldı. Bahçeli, oturuma verilen arada gazetecilerle bir araya geldi.

“TERCİHİM SINIF ARKADAŞIM”

6’lı masanın cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için anket yaptıracağı iddiasını yorumlayan Bahçeli, “Eğer birisi anketle bana gelirse derse ki ‘Böyle bir 6 kişi anket yapıyoruz. Siz bu ankette kime, evet, dersiniz ya da benimsersiniz?’ Tercihim, sınıf arkadaşım olur” dedi. Bahçeli, ‘sınıf arkadaşı’ ifadesinden kastının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olup olmadığı sorusuna ise “Sınıf arkadaşım” yanıtını verdi. 

MHP lideri Bahçeli, yıllar önce yaptığı bir açıklamada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun okul arkadaşı olduğunu belirtmişti.

BAHÇELİ’DEN GRUP TOPLANTISINDA ÖNEMLİ MESAJLAR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu.

Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkanlar özetle şöyleydi:

SİLİNDİR GİBİ EZİLMELİ: Türkiye 2023 yılında, yani Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümünde terör belasından Allah’ın izniyle kurtulacak, tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacaktır. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Sınırlarımızın mücavir bölgelerinde bütün hainler açık hedefimizdir. Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn El Arap mıntıkasında canlı terörist bırakılmamalıdır. Alayı birden ekin gibi biçilmeli, silindir gibi ezilmelidir.

ÖLÜ DOĞMUŞ: (MHP’nin 100 maddelik anayasa teklifini de hatırlatarak) Önerimiz ve önceliğimiz 12 Eylül darbe anayasasında tadilat yapmak değildir. Maksadımız yırtıklara yama dikmek, eksik ve gedikleri pansumanla kapatmak hiç değildir. Zillet ittifakının dün açıkladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi’ ölü doğmuş, deyim yerindeyse dağın fare doğurması bile mümkün olmamıştır. Tamamıyla avunma ve avutmaya dayalı beyhude bir çabadır. Bunların kafası karmakarışıktır. 1982 Anayasası’nda çalakalem yaptıkları mevzi değişiklikleri, 150 yıllık anayasa geleneğinde yeni bir sayfa açmanın heyecanı ve gururu olarak takdim etmeleri, kelimenin tam manasıyla zırvadır.

YIKIM ANAYASASI: Diyorum ki, bunlardan hiçbir yol, hiçbir halt olmaz, olamaz. Bunların yapacağı veya değiştireceği anayasa yıkım anayasası, yenilgilerin egemen olduğu toplum sözleşmesidir. Zillet ittifakını oluşturan partilere çağrım, gelin Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa hazırlığına ve hedefine siz de katılın. Gelin siz de bu tarihi sorumluluğa ortak olun. Altısını bir araya getirsen bir Milliyetçi Hareket yapmaz.

UYKULARINI KAÇIRAYIM: Şimdi onların bir de uykusunu kaçırayım. 7 yıllık bir seçim yapılacakmış. Bir defa görev yapacakmış. Bir görevimizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tamamladık. İkincisine 2023’te hazırlanıyoruz. Şimdi soruyorum. Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa, iki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, beşer yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır.

Read More

Haberler Güzin Çorağan’ın son görüntüsü ortaya çıktı

Haberler Güzin Çorağan’ın son görüntüsü ortaya çıktı

Haberler

“Bizimkiler” dizisinde ‘Almancı Davut’un eşi rolüyle (Ulrike/Ulviye) hafızalara kazınan Güzin Çorağan 79 yaşında hayatını kaybetmişti. Çorağan’ın ölüm haberini meslektaşı Zafer Algöz duyurmuştu. Algöz; “Güzin Çorağan’ı kaybettik arkadaşlar. Allah rahmet eylesin” açıklamasında bulunmuştu.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler Güzin Çorağanın son görüntüsü ortaya çıktı

SON GÖRÜNTÜSÜ

Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de defnedilen oyuncunun son görüntüleri ortaya çıktı. Güzin Çorağan’ın görüntülerini kendisi gibi oyuncu olan eşi Tayfun Çoğrağan paylaştı. Görüntülerde Güzin Çorağan’ın köpeklerini sevdiği görülüyor.

haberler Güzin Çorağanın son görüntüsü ortaya çıktı

GÜZİN ÇORAĞAN HAKKINDA

Güzin Çorağan, 1962 yılında Bursa Oda Tiyatrosu’nda sanat hayatına başladı. Uzun süre tiyatro oyunculuğu yapan Çorağan, ilk sinema deneyimini Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Asiye Nasıl Kurtulur?” filminde yaşadı. Birçok filmde küçük kompozisyonlarda rol aldı. ÇASOD (Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği) üyesiydi. 15 filmde ve 5 dizide rol alan oyuncu, 12. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde ‘Duruşma’ filmindeki performansıyla ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanmıştı.

haberler Güzin Çorağanın son görüntüsü ortaya çıktı

class=’medyanet-inline-adv’>

10 yıldan uzun süre “Bizimkiler” dizisinde görev yaptı. Türkiye’ye kesin dönüş yapmış bir “Almancının karısı” (Ulrike/Ulviye) uygun diksiyonla canlandırdı. Yine “Bizimkiler” dizisinde rol almış olan oyuncu Tayfun Çorağan’la evliydi.

Güzin Çorağan’ın ölümü, 15 sezon ve 459 bölüm ile Türk televizyonlarının en uzun soluklu yapımlarından olan dizinin diğer oyuncularını akıllara getirdi. Bir döneme damga vuran yapımda rol alan bazı isimlerin vefat haberleri geçtiğimiz yıllarda gelmişti.

Read More

Haberler Sahte doktor Ayşe Özkiraz skandalında yeni detay! Polise teslim etmeyip eve göndermiş

Haberler Sahte doktor Ayşe Özkiraz skandalında yeni detay! Polise teslim etmeyip eve göndermiş

Haberler

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde kendisini ‘pratisyen hekim’ olarak tanıtan ve diğer doktorların şüphelenip, şikayette bulunmasıyla gözaltına alındıktan sonra sahte diploma ile hastanede görev yaptığı anlaşılan Ayşe Özkiraz, 25 Ekim günü tutuklandı. Özkiraz’ın tutuklanmasının ardından nişanlanmaya hazırlanan arkadaşı C.T.K.’nin verdiği ifade ortaya çıktı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Özkiraz ile arkadaşları sayesinde tanıştığını söyleyen astsubay C.T.K., uzun zamandır kulağında iltihap bulunduğunu ve muayeneler olduğunu ancak kalıcı bir tedavi göremediğini belirterek, “Ayşe Özkiraz, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden randevu alıp beni tedavi ettirebileceğini söyledi. Ben Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne gittim. Orada Ayşe Özkiraz beni üzerinde doktor kıyafetleri ve stetoskop olduğu halde karşıladı. Birlikte vezneden randevu aldık. Randevu alırken kendisini görevlilere doktor olarak tanıttı. KBB uzmanı soy ismini bilmediğim H. isimli doktora muayene oldum. Muayeneden önce Ayşe Özkiraz, doktor H.’ye kendisini kadın doğum asistanı olarak tanıttı. Ben Ayşe’ye asistan olmadığını öğrenci olduğunu, neden bu şekilde kendisini tanıttığını sordum. Bana, ‘Bir şey olmaz’ dedi. Doktor H., ameliyat için bana gün verdi. Bu süreçte yaklaşık 15 gün Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde KBB bölümünde yattım. Bu süreçte hep Ayşe Özkiraz yanımdaydı. Çevredekilere kendisini doktor olarak tanıtıyordu. Anne ve babam da ben ameliyat olunca hastaneye geldiler. Ayşe Özkiraz’a herkes ‘hocam’ deyince anne ve babam da doktor olduğunu düşündüler. Hastanede yatarken bazen akşamları kalmış olduğunu söylediği özel kız öğrenci yurdunun önüne Ayşe Özkiraz’ı bırakıyordum. Akabinde taburcu olup Çerkezköy’e geldim” diye konuştu.

class=’medyanet-inline-adv’>

İlginizi çekebilir

haberler Sahte doktor Ayşe Özkiraz olayında yeni gelişme

‘ÇAPA TIP FAKULTESİ MEZUNİYET EĞLENCESİNE KATILDIK’

C.T.K., Ayşe Özkiraz’ın bir süre sonra kendisine okulu bitirdiğini ve mezuniyet töreni olacağını söyleyip davet ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Çapa Tıp Fakültesi binasına mezuniyetten önce düzenlenen mezuniyet eğlencesine birlikte gittik. Ben kendisinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğunu söylemesi sebebiyle şüphelendim. Ayşe Özkiraz’a neden Çapa Tıp Fakültesi’nin törenine katıldığımızı sordum. Bana her iki fakültenin de İstanbul Üniversitesi’ne bağlı olduğunu söyledi. Burada eğlenceye katıldık. Ben Ayşe’nin hiç arkadaşı olmadığını fark ettim. Zira kimse Ayşe ile doğrudan muhabbet olmuyordu. Bunu kendisine de sordum, geçiştirdi. Ancak herkesle fotoğraf çektiriyordu. Yine bu süreçte Ayşe Özkiraz beni arayıp mezun olduğu için yurtta kalmakta sorun yaşadığını, kendisine kısa bir zaman tanıdıklarını, yurttan ayrılması gerektiğini, bununla ilgili arkadaşlarının yurt idaresine şikayette bulunduğunu söyledi. Ben Çerkezköy’den bir taksi kiralayıp İstanbul’a gönderdim, Ayşe Özkiraz’ı aldırdım, valizi ile birlikte Çerkezköy’e geldi. Valizi ve eşyalarını bana bıraktı. Zamanla ilişkimiz daha da ilerledi. Nişan yapmak istedik. Hatta nişan için gün bile aldık. Alışveriş yaptık. Bu süreçte beni hiç ailesi ile yüz yüze görüştürmedi. WhatsApp üzerinden daha önce annesine ait olduğunu beyan etmiş olduğu numaradan mesajla görüştük. Nişan günümüze 3-4 gün kala Ayşe Özkiraz, bana annesinin kalp krizi geçirdiğini söyledi. Annesini aramak istedim ancak ona da müsaade etmedi. Annesini aramamı istemedi, annesinin soğuk biri olduğunu söyledi.”

class=’medyanet-inline-adv’>

Çerkezköy’e gelen Özkiraz’ın kendisine Çerkezköy Devlet Hastanesi çocuk cerrahi bölümünde staj yapacağını söylediğini anlatan C.T.K., “Aynı zamanda bu süreçte de dayısının evinde kalacağını söyledi. Ben Çerkezköy Devlet Hastanesi’nin küçük bir hastane olduğunu Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmadığını, burada staj yapmasının mümkün olmadığını söyleyince beni yine geçiştirdi. Ben Çerkezköy Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahi Bölümüne Ayşe’nin daveti üzerine birçok kez gittim. Burada uzman doktor olarak görev yapan doktor M.K. ve sekreteri T.A. ile tanıştım. Onlar da Ayşe’ye hocam diye hitap ediyorlardı. Ayşe sürekli bana muayene ve ameliyatlardan fotoğraflar ve videolar atıyordu. Bizzat ameliyat masasında yatan hastanın başında ameliyat yaptığı anı gösterir fotoğraflar atıyordu” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

‘KENDİSİNİN HASTA OLDUĞUNU SÖYLEDİ’

C.T.K., V.C. kullanıcı adıyla birinin Instagram hesabından kendisine mesaj atıp aramasını istediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Kendi telefonumdan bu şahsı aradım. Bana ‘Ayşem Özkiraz adıyla kendisini tanıtan kişinin gerçek adının Ayşe Özkiraz olduğunu, 2 aydır bu şahısla gönül birlikteliği olduğunu, bu şahsın aslında doktor olmadığını, beni uyarmak için aradığını söyledi. Ben ilk başta inanmadım. Ancak sonradan bana Çerkezköy Devlet Hastanesi çocuk cerrahisi bölümünde Ayşe Özkiraz ile birlikte çekilmiş olduğu fotoğrafları ve birlikte bulundukları video kayıtlarını gönderdi. Bunun üzerine ben şüphelendim. Bana daha önce göndermiş olduğu fotoğraflar üzerinden evini buldum. Çerkezköy ilçesi Kızılpınar Mahallesi’nde açık adresini bilmediğim evine gittim. Bina yöneticisiyle görüştüm. Bana Ayşe Özkiraz adında birinin binanın 6’ncı katında oturduğunu, annesinin ev hanımı, babasının kamyon şoförü olduğunu söyledi. Aynı zamanda 3-4 aydır bu evde oturduklarını belirtti. Benim şüphem iyice arttı. Ayşe Özkiraz’ı aradım. İlk başta telefonu açmadı. Daha sonra bana evin önüne geleceğine dair mesaj attı. Bir süre sonra aşağıya geldi. Evin uzağında bir yerde görüşmek istedik. Kabul etmedim. Ayaküstü bana yalan söylediğini belirtti. Aslında tıp fakültesi öğrencisi olmadığını, doktor da olmadığını, kendisinin hasta olduğunu söyledi. Ben bunları söyleyince direkt yanından ayrıldım. 3 gün sonra bana Instagram üzerinden açmış olduğu sahte hesap üzerinden mesajlar gönderdi. Bu mesajlarda ailesinin baskısıyla çevresindekilere yalan söylediğini, etkinliklere katıldığını, hastanelere gidip kendisini doktor olarak tanıttığını, birlikte bulunduğumuz zaman zarfında söylemiş olduğu her şeyin mizansen olduğunu, V.C. isimli şahsın Büyükçekmece Adliyesi’ne dilekçe vererek kendisinden, doktor olmadığını söyleyerek şikayetçi olduğunu söyledi. Bundan sonra ben tüm iletişim kanallarından kendisini engelledim, ilişkimi sonlandırdım.”

class=’medyanet-inline-adv’>

‘HASTANEYİ UYARDIM’

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde tanıştığı sekreter T.A.’yı arayıp V.C. isimli kişiyi tanıyıp tanımadığını sorduğunu söyleyen C.T.K., “V.C.’yi tanıdığını, Ayşe Özkiraz ile görüntülü konuştuğunu, Ayşe Özkiraz’ın V.C.’yi, Tekin’in arkadaşı diyerek tanıttığını söyledi. Ben T.A.’yı doktoru M.K. ve hastane yönetimine bilgi vermesi için uyardım, olanları anlattım. Başka kişilerin mağdur olup olmadıklarını tam olarak bilmiyorum. Ancak belirttiğim üzere Ayşe Özkiraz bana ameliyat yaptığı anlara ilişkin fotoğraflar, muayene yaptığı anlara ilişkin fotoğrafları gönderiyordu. Bana doktor M.K.’nin yerine hasta baktığını söylemişti. Tek başına ameliyat yaptığını da söylemişti” dedi.  

HASTANE POLİSİNE TESLİM ETMEDEN EVİNE GÖNDERMİŞLER

Yalanlarının öğrenilmesinin ardından Doktor M.’nin “Neden böyle yalanlar söyledin? Bizi neden böyle bir oyunun içine soktun? Biz sana güvendik. Başarılı bir tıp öğrencisi olduğuna inandık. Bırak başarılı doktor olmayı, tıp fakültesinin yolunu bilmediğin ortaya çıktı” diyerek tepki gösterdiği de öğrenildi. Olayın ortaya çıkmasının ardından Ayşe Özkiraz’ın 12 Kasım’da hastane polisine teslim edilmek yerine evine gönderildiği iddia edildi. Olayın üzerinden 4-5 gün geçtikten sonra V.C.’nin Büyükçekmece Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu öğrenen hastane yönetiminin Çerkezköy Cumhuriyet Savcılığı’na giderek 17 Kasım tarihinde suç duyurusunda bulunduğu iddia edildi. Suç duyurusunun ardından sahte doktor Özkiraz’ın evinde yapılan aramada sahte kimlikler, tıbbi malzemeler ele geçirilirken, ifadesinin ardından mahkemeye sevk edilen Özkiraz tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Read More