Haberler At Kestanesi Faydaları Nelerdir? At Kestanesi Kremi ve Yağı Ne İşe Yarar?

Haberler At Kestanesi Faydaları Nelerdir? At Kestanesi Kremi ve Yağı Ne İşe Yarar?

Haberler

At kestanesi Sapindaceae ailesinden gelen bir ağa türüdür. Alternatif tıpta varis, basur, kronik toplardamar yetmezliği gibi sağlık problemlerine karşı kullanılmıştır. At kestanesi zehirlidir. Bu yüzden yenmez. Genellikle işlenerek krem ve yağ formatında kullanılır.

At Kestanesi Faydaları Nelerdir?

  • At kestanesi sarkan derileri toparlar. Kırışıklığı önleyerek yaşlılığı engeller.
  • Eklem ve kemiklerde romatizma ya da iltihaplanmanın neden olduğu ağrıları dindirmeye yardımcı olur.
  • Şah damarı, alın ve ayak tabanlarına sürüldüğünde vücuttaki kan dolaşımını düzenleyerek sinirlerin beyne daha iyi iletilmesini destekler.
  • Kronik stres ve yorgunluğu önler. Kan dolaşımını düzenlendiğinden damarların tıkanmasını önler.
  • Kılcal damar çatlamasını giderir.
  • Antioksidan açısından zengindir. Bu yüzden vücudun kuvvetlenmesini sağlar.
  • Göğse sürülen at kestanesi kremi öksürüğün kısa sürede kesilmesini sağlar.
  • At kestanesinin damar büzücü ve kan dolaşımını güçlendirici tonik etkileri vardır. Bu sayede varis, flebit ve hemoroit hastalıklarına iyi gelir.
  • Hemoroid rahatsızlığından kaynaklanan kanamaları azaltır.
  • At kestanesinin yağı ise saç dökülmesine iyi gelir. Ayrıca cildin yenilenmesini destekleyerek lekeleri giderir.
haberler At Kestanesi Faydaları Nelerdir At Kestanesi Kremi ve Yağı Ne İşe Yarar

At Kestanesi Kremi Ne İşe Yarar?

  • Cildi daha sıkı ve gergin yapar, bu sayede gözeneklerde kapanır.
  • Romatizmalı hastalıklara iyi gelmektedir.
  • Saç dökülmesini engeller ve saçı besleyerek daha sağlıklı olması sağlar.
  • Düzenli kullanıldığında sivilceleri yok eder.
  • Açık yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlar.
  • Sarkmaları engeller.
  • Soğuk algınlığında göğse sürüldüğünde rahatlama sağlamaktadır.
  • Güneş lekelerine karşı etkisi çok büyüktür
  • Kas ağrılarında, damar ağrılarında son derece etkilidir.
  • Göz altı ve çevresi ve boyun kırışıklıklarına iyi gelir.
  • Varis, hemoroit, şişmiş damar gibi tedavilerde kullanılan bu bitkisel özlü formülü ile tüm damar hastalıklarına karşı tedavi edici bir yöndedir.
  • İshal, ateş veya prostat büyümesine tamamen kalıcı çözümler sunar.
  • Kan dolaşımı sorununa iyi gelir
  • Egzama, regl ağrısı, kemik kırığı, burkulma, öksürük, eklem ağrıları gibi pek çok hastalığı tedavi etme yönünde kalıcı çözümler sunmaktadır.
  • Sıtma ve dizanteri hastalıkları ile savaşır

At Kestanesi Kremi Nasıl Kullanılır?

Varisli bölge için günde 2 kez (sabah ve akşam) kremi masaj yaparak yedirin.  Sırt ağrısı, eklem ağrıları gibi pek çok ağrı türü için oldukça faydalıdır. Solunum rahatsızlıklarını geçirmek için boğaza dış kısımdan sürmek sizler için fayda sağlayacaktır. Damar tıkanıklığı için var olan bölgeye kremi iyice yedirin. Mentollü içeriği olduğundan dolayı rahatlık hissi sağlamakla birlikte damar daralmalarının önüne geçer. İltihap gibi vücuttan atılması güç olan toksinleri dışkı veya idrar ile atmanıza yardımcı olur.

haberler At Kestanesi Faydaları Nelerdir At Kestanesi Kremi ve Yağı Ne İşe Yarar

At Kestanesi Yağı Ne İşe Yarar?

  • Varisleri tedavi eder
  • Güneşin zararlı ışınlarından korur
  • Cildi gençleştirir
  • El ve ayaklarda meydana gelen şişkinliği alır
  • Saç dökülmesini engeller
  • Kepeklenme sorunu çözer

At Kestanesi Yağı Nasıl Kullanılır?

At kestanesi yağı ciltte krem gibi de kullanılabilir. Her gün kullanabilir, gece yatmadan önce de uygulama yapabiliriz.  Yatmadan bir saat önce seyreltilmiş at kestanesi yağını susam veya zeytinyağına dökerek bu karışımı cilde masaj yapar şekilde uygulayabiliriz. Kalp ve yukarısına doğru bu masajı yapmak gerekir. Karışım haline getirerek bu yağın acı etkisini de azaltırız. At kestanesi yağının saça olan faydalarından etkili bir şekilde yararlanabilmek için yağı şampuanınıza birkaç damla ekleyerek y ada saç diplerine masaj yaparak uygulayabilirsiniz.

Read More

Haberler SON DAKİKA: FED faiz kararı altın ve doları nasıl etkiledi?

Haberler SON DAKİKA: FED faiz kararı altın ve doları nasıl etkiledi?

Haberler

ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararını açıkladı. Fed, yılın son toplantısında faizi 50 baz puan artırdı. Fed, politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığına çıkardı.

class=’medyanet-inline-adv’>

BLG Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı Belgin Maviş altın fiyatlarıyla ilgili çarpıcı tahminde bulundu. Maviş milliyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Beklentim dahilindeydi. Ancak Fed’in bundan sonra yavaşlayabilme sinyali olabileceğini düşünen taraftayım. Faiz adımlarında enflasyonda kalıcı düşüşü görene kadar vazgeçmeyecek. Biraz daha resesyonun kıyısında gezindiğinin farkında. Bu anlamında büyüme tahminlerindeki revizelere baktığımızda biraz daha temkinli yavaşlayan bir Fed görebiliriz.

Fonlama faiz oranı yüzde 4.25 ile yüzde 4.50 oranına çekildi. Burada piyasalardaki beklentiler politika faizinin yüzde 5’ler seviyesine yükselteceği ancak bunun için aceleci olmayacağını veri odaklı olacağını hatırlatalım.

class=’medyanet-inline-adv’>

2023 büyüme tahmininin yüzde 1.2’den yüzde 0.5’e çekti. Bu bize şunu gösteriyor. 2022’yi bir şekilde kapatacak. 2023 yılındaki belirsizliklerden çekiniyor. Büyüme değil enflasyon odaklı olacağım mesajı veriyor. Enflasyonda kalıcı düşüşü görmeden de faiz adımlarını azaltmayacaktır. Bunun fiyatlamasını da tahvil tarafında görüyoruz. Aynı zamanda 2024 yılı büyüme tahminini de yüzde 1.7’den 1.6’ya indirmesi 2023 ve 2024 için temkinli olumsuzluklara hazırlıklı olabilecek bir grafik çizmeye çalışıyor.

2025 yılı büyüme rakamı için de yüzde 1.8’de koruması bile 2023 ve 2024 yıllarında Fed’in enflasyonla mücadelede sıkı duruşunu devam ettireceğini ve enflasyon odaklı olacağını teyit ediyor.

‘ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ GÖRÜLMEDİKÇE YÜZDE 5 SEVİYESİ İHTİMAL’

Fed’in 2023 beklentileri 5.1’e çıktı. Petrol tarafında ya da dünya genelinde bir olumsuzluk olmadığı taktirde Fed’in ileriye dönük projeksiyonlarında fonlama faiz oranı yüzde 5 seviyesinde tutuluyordu. Fed’in önem verdiği çekirdek enflasyonda kalıcı düşüşler görülmediği için fonlama faizinde yüzde 5’in üzerine çıkabilme ihtimalini olasılıklar içerisine eklememiz gerekiyor.

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE ABD ENFLASYONUNDA DÜŞÜŞÜN DEVAMINI BEKLİYOR MUSUNUZ?

Bunu söylemek için erken, petrol fiyatlamaları önemli, 2023-2024 bandında petrol fiyatları önemli, özellikle Rusya, Ukrayna savaşı ve petrol üreten ülkelerin üretimi kısabilme olasılıkları benim tahmin yapmamı uzakta tutuyor. Tüm olasılıklara karşı Fed işi sıkı tutmak zorunda kalacak. Enflasyon 5 aydır gerileme içerisinde ama üretici maliyetlerin konusunda beklenilen noktanın uzağında.

class=’medyanet-inline-adv’>

ALTIN FİYATLARIYLA İLGİLİ ÖNGÖRÜNÜZ NEDİR?

Ons fiyatlamasına baktığımızda şu anda 1801 dolar seviyesini görüyoruz. Bugün içerisinde 1796 dolara kadar bir geri çekilme hareketi görmüştü. Ons altın 1813 doları gördükten sonra 1800’ler seviyesine gerilediğini görüyoruz. Ons tarafında hareketlerin net bir şekilde başladığını teyit etmek için 1830 doların geçilmesi gerekiyor ki ikinci etap olan 1900’e doğru hareketi görebilelim. Genel anlamda daha önceki zirve seviyesi 2080 dolar seviyesiydi. Her zaman teknik anlamda baktığımızda göstergelerin zirve seviyesini bir kez daha test ettiğini biliriz. Hedef 2080 dolar seviyesi olmakla birlikte öncelikle geçilmesi gereken seviye 1830 dolardır. Bu seviye kalıcı olarak geçilmeden altındaki hareketler bir bant hareketi olarak sınırlı kalacaktır.

class=’medyanet-inline-adv’>

Altın 2023’te gözde yatırım aracı olacak. Hem emtia gömleğimi giyecek hem de güvenli liman efektiyle karşımızda olacak.

Dolar endeksinde Fed kararı öncesinde 103.053, en yüksek ise 104.013’ler seviyesi görüldü. Fed kararı sonrası 103.057’ler seviyesinde bir fiyatlama görüyoruz. Dolarda özellikle 105.070 seviyesi aşılmadığı sürece bir geri çekilme sürecine gireceğimiz. Aşağıda özellikle 103 seviyesinin önemli bir destek olacağını, 103-105 bandında bir hareket göreceğimizi söyleyebiliriz.”

Read More

Haberler Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Bahçeli’ye ziyaret

Haberler Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Bahçeli’ye ziyaret

Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan ziyareti öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Ankara’nın Çankaya ilçesi Beytepe’deki evi Devletbey Konağı’nda ziyaret etti. Bahçeli, Erdoğan’ı evinin giriş kapısında karşıladı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Erdoğan ve Bahçeli, gazetecileri selamladıktan sonra görüşmeye geçti. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Görüşmenin ardından Bahçeli, Erdoğan’ı yine aracına kadar uğurladı.

SON GÖRÜŞME 9 KASIM’DA GERÇEKLEŞMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli ile son olarak 9 Kasım’da bir araya gelmişti.

Siyasetin gündemindeki konuları değerlendiren iki isim başörtüsüne anayasal güvence getirecek teklifi ele almış, önümüzdeki dönemde Cumhur İttifakı’nın atacağı adımlarla ilgili de görüş alışverişinde bulunmuştu.

İKİ GÜNLÜK TÜRKMENİSTAN ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu önemli görüşme öncesinde saat 14’te Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin’i kabul etti. Görüşme Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşti.

class=’medyanet-inline-adv’>

Erdoğan saat 18’de ise Türkmenistan’a hareket etti. İki gün sürecek ziyareti kapsamında Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Üçlü Devlet Başkanları Zirvesi’ne katılacak.

Read More

Haberler Bakan Soylu’dan İmamoğlu davasındaki kararla ilgili açıklama

Haberler Bakan Soylu’dan İmamoğlu davasındaki kararla ilgili açıklama

Haberler

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Ankara’da bir otelde ‘Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi 2022 Yılı Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Kadın Destek (KADES)’ uygulamasının Belçika ve Fransa gibi ülkelere örnek olduğunu söyleyerek, “Geçen yıl kasım ayında İtalya’da ‘Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Toplantısı’ndan Türkiye adına bir ödül almıştım. Ödülün konusu ‘KADES’ uygulaması ile ilgiliydi. Fransa ve Belçika bizim ‘KADES’ uygulamasını örnek alarak birer uygulama geliştirdiler. Onlarınki de hemen hemen aynı mantıkla çalışmaktadır. Cep telefonunu bir panik butonu gibi kullandırıp mağdur kadınlara ihtiyaç halinde ulaşıyorlar” dedi.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET KÜRESEL BİR SORUN’

Kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Karşımızda küresel bir sorun var. Biz bunu uzun yıllardır kendimize ait bir sorun olarak gördük. Bugün de bunu dar alanlarda tartışan hatta siyaset alanına sıkıştırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzu söylemeliyim. Oysa, mesele böyle değil; elbette ülkelere ait birtakım farklılar vardır. Bizde bir dönem töre cinayetleri vardı, buna ait yasal düzenlemeler yapıldı ve bu alanda çok önemli sonuçlar alındı. Keza, ülkeye özel davranış farklılıkları tabii ki vardır ama özünde erkekten kadına yönelen şiddet sorunu tüm dünyada var ve bu da bizi rahatlatmıyor. Bilakis sorunun ciddiyetini ifade etmektedir” diye konuştu.

class=’medyanet-inline-adv’>

Kadına yönelik şiddetle önleyiciliğin hedeflendiğini söyleyen Soylu, “Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi 3 sahada organize ettik. Birincisi, şiddetin oluşma sahasıdır. Burada önleyiciliği hedefliyoruz. Hem şiddetin oluşmasının önlenmesi, hem de oluştuğu anda zarara dönüşmesinin önlenmesini hedefliyoruz. Kadına şiddet esas itibarıyla şiddetin bir sonudur. Ama bir de bunun öncesi var, ısrarlı takipten tartışmaya, kavgaya kadar bu suçu temellerini atan bir arka plan var. Bunların, cinayete giden sürecin ön aşaması olduğunu hepimiz yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘KADIN CİNAYETİ SAYISI 2014’TEN BU YANA EN DÜŞÜK SEVİYEDE’

Nüfusun artmasına rağmen kadına yönelik şiddettin azaldığını belirten Soylu, “Son güncel veri itibarıyla, 2022 yılında yaşanan kadın cinayeti sayısı 260’dır ve 2014 yılından beri en düşük seviyesindedir. Bu azalışı, nüfusumuz yaklaşık yüzde 9.4 artmışken elde ettik. Türkiye’de ortalama 2 bin civarında cinayet oldu. Bunun 1500-1550’si erkek cinayetleri, yaklaşık 375-450 bandında da kadınlara karşı işlenen cinayet var” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

‘KADES’ uygulamasının kadına yönelik şiddet bildirimlerinde lokomotif görevi gördüğünü ifade ederek, “Şiddeti, sadece cinayet anlamında değil tüm evreleriyle sıfırlamak istiyoruz. Dolayısıyla o ilk evreleri daha yakından takip edebilmek için kadınlarımızın ihbar ve bildirim kanallarını artırma yoluna gittik. ‘KADES’ bu itibarla, olay bildirimlerinde lokomotif görevi gördü. Şu anda 4,5 milyon kadın bu uygulamayı indirmiştir, bizim bu yılki hedefimiz 5 milyondur. İnşallah yılbaşı gelmeden 5 milyon hedefini de yakalamış olacağız. ‘KADES’le aldığımız ve tamamına gittiğimiz ihbar sayısı 583 bindir. Bu ihbarlara gittiğimiz süre de 4-5 dakikadır. Bundan 3-4 yıl önce böyle bir bildirim yapabilme imkanı söz konusu değildi ve bu butonun önleyici bir özellik ortaya koyduğunu, bir güvence sağladığını da burada altını çizerek ifade ermek isterim” diye konuştu.

class=’medyanet-inline-adv’>

‘KADES ‘ve diğer kadına şiddet için kurulan bildirim kanallarının artışına rağmen bildirim saylarında bir azalış olduğunu dikkat çeken Soylu, “2016’da, 162 bin aile içi şiddet olayı bildiriliyordu, elbette buradaki bildirim sayıları arttıkça, özellikle 2021 yılına kadar arttı ve 270 bine çıktı. Şu anda 250-300 bin seviyesinde geliyor. Bu bildirim kanalarının artırılasında ciddi bir fayda olduğunu söylemek isterim. Bu sene daha fazla bilirim kanalı olmasına rağmen, ‘KADES’ sayısının 2 milyon artmasına rağmen bu bildirim sayısının yukarıdan aşağıya inmeye başladığını ifade etmek isterim” dedi.

‘KARAR ELEŞTİRİLEBİLİR’

Bakan Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğu’na verilen hapis cezasına ilişkin sorulan soruya, “Türkiye bir hukuk devletidir ve mahkemeler bir karar verdi. Karar veren mahkeme, birinci derece mahkemedir. Karara, kesinleşmemiş bir karar olarak bakabiliriz. Yargıya saygı duymak lazım” cevabını verdi.

class=’medyanet-inline-adv’>

Mahkeme kararlarının eleştirilebilir olduğunu söyleyen Soylu, “Bir önceki mahkeme safahatı da bugün yapılanlar da tam anlamıyla Anayasa 138’e aykırıdır. Yani bu ne demektir; yargının bundan sonraki süreçlerini etkilemeye çalışan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargının kendi ilkelerine göre karar verme anlayışını etkilemeye çalışmaktır. Bir önceki mahkemede de mahkemenin etrafı bilboardlarla çevriliydi. Binlerce insan çağrıldı. Bunlardan bir tanesini biz yapsak bizi çarmığa gererler. Elbette ki, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu avazımız çıktığı kadar bağırmalıyız ve buna herkes sonuna kadar saygı duymalı ve sahip çıkmalı. Karar eleştirilebilir mi, eleştirilebilir ama hukukun kendi çerçevesi ve ilkeleri çerçevesinde bu eleştirilebilir. Ama buna baskı yapmak ve mahkemenin etrafına insanları toplamak; bunları daha yeni görüyoruz. Bu işin birinci sorunu” dedi.

Bakan Soylu, kendisi ile alakalı mahkemeye yapılan başvuruyu samimiyetsizlik olarak değerlendirerek, “Madem bu yargı kararına itiraz ediliyor. Bu 4 Kasım 2019’da söylenmiş bir söz. Tam 2,5 yıl sonra benim için aynı söz üzerinden niye yargıya müracaat ediliyor? Yani bir tane hukukçu çıksın bunu söylesin. Madem bu yargı kararı eleştiriliyor, 2,5 yıl sonra, ben bir yargı kararının mağduruyum, diye bir siyaseten bina ediliyor. Bu söz söylendikten 2,5 yıl sonra ne oluyor da benimle ilgili benim de ceza almamı temin edecek bir karar için müracaat ediliyor. Demek ki burada bir samimiyet söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

‘BUNA BİZANS OYUNU DENİR’

Muhalefetin, İmamoğlu’na verilen ceza üzerinden siyasi fayda gütme peşinde olduğunu söyleyen Soylu, “İkinci kısmı siyaset kısmıdır. Altını çizerek söylüyorum, buna Bizans Oyunu denir. Kendi içlerindeki siyasal tartışmayı bizi basamak olarak kullanarak siyasallaştırmaya çalışan, ‘Acaba buradan kendi adıma elde edeceğim pozisyonlar için bir adım öne geçebilir miyim?’ diye ortaya çıkarılan bir süreçtir. Yargı süreci devam ediyor, kararını verecektir. Öbürü siyasaldır, bu da tamamen kendi içlerine dönük bir anlayışın kendisidir. Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür. Burada bir hadsizliğe de müsaade etmemek lazım. Tayyip Erdoğan İstanbul’un ve tarihin görmüş olduğu en başarılı belediye başkanıdır. Tarihin en başarısız belediye başkanı ile Tayyip Erdoğan’ı kıyas etmek çok büyük bir hadsizlik örneğidir. Birileri Bizans Oyunları ile beceriksizliklerini örtmeye çalışabilirler ama her şey halkın önünde cereyan etmektedir” diye konuştu.

‘BELEDİYELERLE İLGİLİ TERÖR SORUŞTURMALARI GÖNDERİLDİ’

Belediyelerle ilgili terör soruşturmalarının da bittiğini bildiren Soylu, “Tüm belediyelerle ilgili terör soruşturmaları gönderilmiştir. Biz İstanbul Belediyesi’ne girdik. ‘Bizi çıkardılar’ dediler. Girenler neden çıktı, tam da biz bu soruşturmalara başladığımız için çıktı. Peki, dün Mersin’de bir soruşturma yapıldı, bir gözaltı oldu. Tam bu terörle irtibat ve iltisak için oldu. Eğer biz bunları yapmıyor olsaydık bugün atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Biz devletin birliğini, bütünlüğünü ve devletin masumiyetini muhafaza etmeye çalışıyoruz, etmeye de devam edeceğiz” dedi.

Belediyelerdeki terör soruşturmalarına ilişkin eleştiriye ise Soylu, “Eğer bu devlet teröre kapı aralarsa, eğer bu devlet sadece seçim için teröristleri kendi kazandıkları yelere doldurursa bunun bedeli ağır olur. Şu lafın da karşılığı yok ve şımarıklıktır, devlet bilmemezliktir. ‘Gelsin İçişleri Bakanlığı benim aldığım adamı çıkarsın.’ Sen aldığın adamı bana bildirirsen bak ben nasıl söylüyorum. Şirketine adam alıyorsun, ben nasıl bileyim senin şirketine kimi aldığını. Özel bir ticari şirkete alıyorsun. Sabahtan akşam kadar her kapıya polis dikip ‘Acaba kimi aldın, kimi almadın?’ diye bir anlayışın içerisinde değilim. Eğer bir yıl önce bunları söylememiş olsaydık bugün içerideki terör iltisaklı ve irtibatlı sayısı artarak devam edecekti, var olanlar da çalışacaktı” ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli’nin Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasına yorumuna ilişkin soruya ise “Sayın Bahçeli çok önemli bir değerlendirme ortaya koymuş. Söyledikleri sözleri görünce, hukukun nasıl alaşağı edildiğini görünce elbette ki Türkiye’nin farklı günlerden geçtiği ortadadır” diye cevap verdi.

‘İADELER KONSUNDA SÜREÇ YÜRÜYOR’

Bakan Soylu, Thodex vurgununun firarisi Fatih Özer ve Necip Hablemitoğlu cinayetinin şüphelisi Levent Göktaş’ın iadelerine ilişkin, “İade süreçlerinin kendi adına bir rutini var. Bulgaristan’daki rutinde mahkeme farklı bir karar vermişti. Tekrar iade sürecine ilişkin bir karar verdi. Adalet bakanlıkları ve İnterpoll üzerinden talebimiz devam etmektedir. Oradaki işleyiş bitince iade için süreç yürüyecektir. İkincisinde de süreç yürüyor. Yani her ikisinde de sürecin yürüdüğünü bilmenizi isterim” açıklamasında bulundu.

Read More

Haberler 6 yaşındaki çocuğa istismar davasında 2 tutuklama! Babanın ifadesi ortaya çıktı

Haberler 6 yaşındaki çocuğa istismar davasında 2 tutuklama! Babanın ifadesi ortaya çıktı

Haberler

Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşında kızı H.K.G.’yi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikahla evlendirdiği iddialarına ilişkin iddianame geçtiğimiz günlerde kabul edildi. İddianamede sanıklar Kadir İstekli hakkında 30 yıldan az olmamak, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında da 18 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istendi. Tutuksuz olan sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel hakkında önceki gün tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı. Gözaltına alınan İstekli ve Gümüşel bugün çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler 6 yaşındaki çocuğa istismar davasında 2 tutuklama Babanın ifadesi ortaya çıktı

“16 YAŞINDA SÖZ KESİLDİ”

Yaşanan olayın ardından baba Yusuf Ziya Gümüşel’in savcılıkta verdiği ifade de ilk kez otaya çıktı. İfadesinde Hira Nur Vakfı’nda fahri imam olarak çalıştığını söyleyen Gümüşel, “Benim kızım olan H.K.G’nin 6 yaşındayken Kadir İstekli ile imam nikahını ben kıymadım. Böyle bir olay olmadı. Kızım 16 yaşındayken söz kesilmişti. Kızım 17 yaşındayken Kadir İstekli ile nişanlandı. Nişandan sonra düğüne yakın bir tarihte Sancaktepe’de ben kızımın ve Kadir İstekli’nin dini merasimle imam nikahı işlemini yaptım. Daha sonra da resmi evlilik yaptılar” dedi.

haberler 6 yaşındaki çocuğa istismar davasında 2 tutuklama Babanın ifadesi ortaya çıktı

“BAŞKA ÇOCUKLARLA BİRLİKTE KADİR’İN YANINA GİDİYORDU”

Kadir İstekli’nin 25 yıldan bu yana vakfın talebesi olduğunu söyleyen Yusuf Ziya Gümüşel sözlerini şöyle sürdürdü:

class=’medyanet-inline-adv’>

Şu anda da vakıfta fahri okutman olarak çalışmaktadır. Ben ve Kadir İstekli Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı personel değiliz. Memur sıfatımız da yoktur. Kızım bana eşinden ayrılmak istediği hakkında bir şey anlatmadı. Kızımın dosyaya verdiği gelinlik şeklindeki giysiyi hafızlığa başladığında ben hediye olarak almıştım. Kolyeyi de ben almıştım. Kızım 6 yaşındayken Kadir’in herhangi bir evi yoktu. Kızım başka çocuklarla birlikte ve benim kontrolüm altında Kadir’in yanına gidiyordu. Ancak ağabeyi Muhammet Sıddık da yanında oluyordu

“PSİKİYATRİ DOKTORUNA GİTTİ”

Suçlamaları kabul etmeyen Gümüşel, “Kızım bana evden taşınmak istediğine dair bir şey söylemedi. Ancak eşi bana yaklaşık 1-2 ay kadar önce müştekinin farklı adresteki bir eve taşınmak istediğini yanımızdan uzaklaşmak istediğini söyledi. Yaklaşık 4-5 ay önce kızım annesiyle birlikte bir psikiyatri doktoruna gittiğini biliyorum. Kadir İstekli isimli kişi benim talebemdi” dedi.

haberler

1/17

haberler

2/17

haberler

3/17

haberler

4/17

haberler

5/17

haberler

6/17

haberler

7/17

haberler

8/17

haberler

9/17

haberler

10/17

haberler

11/17

haberler

12/17

haberler

13/17

haberler

14/17

haberler

15/17

haberler

16/17

haberler

17/17

Read More

Haberler Oğlunu öldüren 95 yaşındaki baba tutuklandı; çift bastonla yürüdü

Haberler Oğlunu öldüren 95 yaşındaki baba tutuklandı; çift bastonla yürüdü

Haberler

Olay, dün sabah saatlerinde Keş Mahallesi’nde meydana geldi. Yaşar Ocak (95), birlikte yaşadığı oğlu Kadir (57) ile gelini Emine Ocak (50) ile tartışmaya başladı. Çıkan kavgada Yaşar Ocak, tabancayla oğlu ve gelinine ateş açtı. İhbarla gelen sağlık ekipleri, Kadir Ocak’ın öldüğünü belirledi. Ağır yaralana Emine Ocak da ambulansla Ünye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Jandarma da Yaşar Ocak’ı yakalayıp gözaltına aldı. İfadesi sonrası adliyeye sevk edilen Yaşar Ocak, ‘kasten öldürme’ ve ‘kasten yaralama’ suçlarından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. İlerleyen yaşı nedeniyle yürümekte zorluk çeken Yaşar Ocak iki baston kullanırken, askerler de yardım etti. Olaya ilişkin soruşturma sürüyor.

İlginizi Çekebilir

haberler 3 yıl önce bulunan kemiklerin Bayram Tosun’a ait olduğu kesinleşti

haberler 95 yaşındaki şahıs tartıştığı oğlunu öldürdü, gelinini ağır yaraladı

‘OĞLUM FINDIK ARAZİLERİNİ İSTEDİ, VERMEYİNCE DÖVDÜ’

Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Yaşar Ocak’ın (95) ifadesi ortaya çıktı. Oğlunun kendisinden fındık bahçelerini istediğini ancak vermediğini, bu nedenle tartıştıklarını anlatan Yaşar Ocak, “Oğlum fındık arazilerini benden istedi. Vermeyeceğimi söyledim. Bu yüzden tartıştık ve bir gün önce beni dövdü. Olay sabahı oğlum ile gelinim kahvaltı yapıyordu. Ben de kahvaltıya oturacağım sırada oğlum yeniden beni dövmeye kalkıştı. Belimdeki tabanca ile oğlum ve gelinimi ateş ederek vurdum. Yaşanan olaydan dolayı üzgün ve pişmanım” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler 95 yaşında evlat katili Cinayeti neden işlediğini itiraf etti

Öldürülen Kadir Ocak

ANNE, UYUŞTURUCU SATAN OĞLUNU ÖLDÜRDÜ

Öte yandan bir olay da İstanbul’da yaşandı. Önceki gün saat 01.30 sıralarında Sarıyer İstinye’de yaşanan olayda ddiaya göre; göre akşam saatlerinde işlettiği çiğköfte dükkanını kapatan Memnune Keleş (50) gece saatlerinde yaşadığı eve geldi. Kapıyı açtığında içeriden yoğun uyuşturucu kokusu alan ve duman gören kadın sinirlenerek oğlu Cihan Keleş’in (27) odasına girdi. İçeride arkadaşıyla beraber uyuşturucu pazarlığı yaptığını gören kadın, oğlunun arkadaşını evden kovdu.

ANNESİNE KÜFÜR EDİP BIÇAKLA ÜSTÜNE YÜRÜDÜ

Bu duruma öfkelenen Cihan Keleş, “benim işimi nasıl bozarsın” diyerek annesine küfür ve hakaretler etti. Bununla da kalmayan genç, eline bıçak alarak annesinin üstüne yürüdü. Korkuyla salona geçen kadın, kocası Mustafa Keleş’e (57) polisi aramasını söyledi. O esnada salonda bulunan başka bir bıçağı eline alan kadın, yatak odasına giderek sakladı. Sakladığı yerde kocasının ruhsatlı tabancasını bulan kadın, bıçakla üstüne yürüyen oğluna ateş açtı. Göğsünden vurularak can havliyle evden çıkan Cihan Keleş, birkaç adım gittikten sonra yere yığıldı. Ağır yaralı Cihan Keleş, dayısının aracıyla İstinye Devlet Hastanesine kaldırıldı. Hemen ameliyata alınan genç, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler 95 yaşında evlat katili Cinayeti neden işlediğini itiraf etti

ERKEK KARDEŞ AĞABEYİNİN KENDİSİNİ VURDUĞUNU SÖYLEDİ

Olayın ardından çalışma başlatan Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği polisleri, evdekilerin ifadelerine başvurdu. Yapılan çalışmalarda kadının küçük oğlu Bayram Barış Keleş, ağabeyi Cihan Keleş’in kendisini vurduğunu söyledi. Çelişkiler ifadeler vermesi ve tedirgin tavırlar sergilemesinden şüphelenen Sarıyer polisi, gencin olay esnasında çiğköftecide olduğunu güvenlik kamera görüntülerinden tespit etti. Bunun üzerine olay esnasında evde olmadığını itiraf eden Bayram Barış Keleş ve baba Mustafa Keleş, ağabeyini annesinin vurduğunu söyledi. Bayram Barış Keleş’in olay esnasında işyerinde olduğu anlar güvenlik kameralarına yansıdı.

“16 YILDIR UYUŞTURUCU KULLANIYORDU, TEDAVİ ETTİRMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTIM”

Çalışmaların ardından Sarıyer Asayiş Büro Amirliği polisleri, anne Memnune Keleş’i gözaltına alarak emniyete götürdü. Burada alınan ifadesinde olayı anlatan kadın, oğlunun 16 yıldır uyuşturucu madde kullandığını bu yüzden kendisini tedavi ettirmek için AMATEM’e yatırmak istediklerini ancak tedavi olmadığını bu yüzden bir süre önce Rize’ye gittiklerini ve burada kaldırdıklarını söyledi. Kadın devam eden ifadesinde, olay günü gece saatlerinde işyerinden geldiğini ve evde yoğun uyuşturucu kokusu ve duman görerek sinirlendiğinin, oğlunun odasına girdiğini arkadaşıyla uyuşturucu ticaretini yaptığını gördüğünü bu yüzden arkadaşını evden kovduğu için oğluyla arasında kavga çıktığını söylediği öğrenildi. Kavga esnasında oğlunun kendisine hakaret ve küfür edip bıçak çektikten sonra üstüne geldiğini bu yüzden kocasının silahını alıp oğluna ateş açtığını söylediği bilgisine ulaşıldı.

class=’medyanet-inline-adv’>

TUTUKLANDI

Emniyette ifadesinin alınmasının ardından adli içmeleri yapılan Memnune Keleş, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece, “kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan kadının emniyette herhangi bir suç kaydı bulunmazken, öldürdüğü oğlunun ise “uyuşturucu madde kullanmak”, “kasten yaralama” ve “oto hırsızlığı” suçlarından toplamda 7 adet kaydı olduğu ortaya çıktı.

Read More

Haberler Son dakika! Ekrem İmamoğlu davasında karar açıklandı

Haberler Son dakika! Ekrem İmamoğlu davasında karar açıklandı

Haberler

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 31 Mart 2019 belediye başkanlığı seçimin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talebi istemiyle dava açılmıştı. Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya sanık Ekrem İmamoğlu katılmadı. İmamoğlu’nu avukatlarının temsil ettiği duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’li milletvekilleri ve belediye başkanları ile çok sayıda partili de izleyici olarak katıldı.

class=’medyanet-inline-adv’>

“BUNA CEVAP VERELİM DEDİ”

Duruşmada ilk olarak İBB Basın Yayın Halkla İlişkiler Başkan danışmanı olan Murat Ongun tanık olarak dinlendi. Ongun ifadesinde olay günü Ekrem İmamoğlu ile birlikte olduğunu söyleyerek, “Bir toplantı esnasında çok sayıda gazeteci arkadaşımız sabah saatlerinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamada İmamoğlu’na ‘Ahmak’ dediğine dair mesajlar göndererek, Ekrem İmamoğlu’nun bu konuyla ilgili Süleyman Soylu’ya yanıt vermek isteyip istemediğini sordular. Ben de konuyu başkanımıza sordum. O da ‘bu çok yakışıksız bir ifade buna cevap verelim’ dedi. Ardından da ben gazeteci arkadaşları Üsküdar’a davet ettim” dedi.

“SEÇİMLERİN İPTAL EDİLDİĞİ GÜN BİLE..”

Yapılan basın açıklaması sırasında gazetecilerin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu işaret ederek sorduklarını söyleyen Murat Ongun, “Başkanımız da verdiği cevapta ‘Lafa bakarım…’ diye devam eden cümleyi kurdu. Açıklamanın ardından toplantılara devam ettik. Binaya girerken ben kendisine, ‘Acaba sayın bakana çok mu ağır konuştunuz?’ dedim. O da az bile konuştum dedi. YSK ile ilgili seçimlerin iptal edildiği gün bile büyük bir hayal kırıklığı olmasına rağmen Ekrem İmamoğlu’ndan YSK üyeleri ile alakalı olumsuz söz duymadım” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

“BU DAVA NASIL OLDU ANLAMADIK”

Murat Ongun’un ardından Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanı ve kampanya yöneticisi Necati Özkan tanık olarak ifade verdi. Olay günü Ekrem İmamoğlu ile haftalık toplantı yaptıklarını söyleyen Özkan, “Soylu’nun gerçekten yakışıksız ifadeler taşıyan açıklamasından haberdar olduk. Murat Ongun basının, sayın Soylu’nun bu sözlerine cevap verip vermeyeceğini sordu. Başkan da ‘bu açıklamanın ne kadar yakışıksız ve Türkiye siyasetine yanlış yaptıran açıklama olduğunu, elbette cevap verilmesi gerektiğini’ söyledi. Bu cümle ağır bir eleştiri olsa da Türkiye tarihinde en yüksek oy oranıyla seçtiği bir siyasetçinin bu ağır eleştiriye cevap vermemesi düşünülemez. Ertesi gün bu haber basında, ‘Ekrem İmamoğlu Süleyman Soylu’ya cevap verdi’ şeklinde oldu. Ekrem bey böyle anladı, basın böyle anladı, bu dava nasıl oldu kimse anlamadı” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

SOYLU TANIK OLSUN TALEBİ

Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanda bulunan sanık İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasını (HAGB) kabul etmediklerini belirterek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun duruşmaya çağırılarak tanık olarak ifadesine başvurulmasını talep etti. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.

2 YIL 7 AY HAPİS CEZASI

Alınan taleplerin ardından karar için ara veren mahkeme İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, “hakaret” suçundan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme ayrıca, İmamoğlu’nun TCK 53/1 maddesinde kapsamında siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verdi.

KILIÇDAROĞLU ALMANYA PROGRAMINI İPTAL ETTİ

Almanya’ya giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar sonrası İstanbul’a döndü. Kılıçdaroğlu’nu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da karşıladı.

class=’medyanet-inline-adv’>

Mansur Yavaş, İmamoğlu’na destek için saraçhane’ye geldi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen cezanın ardından destek için Saraçhane’ye geldi.

Read More

Haberler Bir gecede ortaya çıkan ‘şeytan kınası’ gerçeği! ‘Ayırt edilmesi hayati öneme sahip’

Haberler Bir gecede ortaya çıkan ‘şeytan kınası’ gerçeği! ‘Ayırt edilmesi hayati öneme sahip’

Haberler

Çoğunlukla sabah uyanınca ellerde, ayaklarda görülen kahverengi, turuncu lekeler halk arasında ‘şeytan kınası’ olarak adlandırılıyor. Hatta bu olay bazı yörelerde ‘melek kınası’ olarak bilinse de yaşananlar daha çok şeytana atfediliyor. Söylenenler arasında ruhun bir süre bedenden ayrılması sonucu bu lekelerin ortaya çıktığı iddiası bile yer alıyor. Sosyal medyada da bu konuda paylaşım yapan pek çok kişi endişesini dile getirerek hurafeleri sıralasa da uzmanlara göre aslında bunun bir açıklaması var. Üstelik kına rengi lekeler herkeste görülebilecek türden bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabiliyor: ‘Tinea Nigra’ denilen, genellikle vücutta değil, ellerde ve ayaklarda karşılaşılan bir mantar türü.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler Bir gecede ortaya çıkan şeytan kınası gerçeği Ayırt edilmesi hayati öneme sahip

NEDEN ÇOĞU KİŞİ SABAH FARK EDİYOR?

Tinea Nigra’nın daha çok tropikal bölgelerde bulunan bir mantar türü olduğuna değinen Dermatoloji Uzmanı Dr. Nazan Taşlıdere, “Bulaşması için direkt toprakla temas edilmesi gerekmiyor. Bazen nemli bir tahta parçasından ya da bulunduğu yüzeyle temastan bile bulaşabiliyor” bilgisini paylaştı. Bulaştıktan 2 ila 7 hafta sonra ellerde ve ayaklarda renk değişimiyle karşılaşıldığına dikkat çeken Taşlıdere, “Siz bu mantarı öncesinden vücudunuza alıyorsunuz ama hastalık yapması ve renk değişikliği zaman alan bir süreç. O yüzden de gündüz farkına bile varmıyoruz. Çoğu insan sabah ellerini yıkarken fark ediyor. Kaşıntı, yanma olmadığı için genelde öncesinde de anlaşılmıyor” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

Teşhis için hastanın derisinden kazıntı yöntemiyle örnek alıp incelediklerini dile getiren Uzm. Dr. Nazan Taşlıdere, “Onu da mikroskop altında inceliyoruz. Bazı işaretleri gördüğümüzde mantar enfeksiyonu diyebiliyoruz. Onun dışında kültür testi de yapılabilir. Kültürde 1 hafta ya da 10 gün içerisinde siyah renkli bir küf üremesi oluyor. Böylece tanı kesinleştirilmiş oluyor” deyip ekledi:

“Bazen halk arasında ‘şeytan kınası’ diye bilinen bu mantarı, tatuajlarla da karışabiliyor. Yani yeni aldığınız bir kıyafetin üzerinde ya da çarşafınızın üzerindeki bir boya maddesi temasla elinizi boyayıp yine bunun gibi kahverengi renk değişikliğine neden olabiliyor. Tatuajlar kahverengi oldukları gibi daha çok turuncumsu, kırmızımsı olabiliyor ve Tinea Nigra’dan yüzde yüz olmasa da bu şekilde ayırt edilebiliyor. Bu rahatsız mantar kremiyle 2-3 haftada tedavi edilebilir. Bazen mantarın yapısı çok kalın olabiliyor. O zaman da bir miktar kazıma işlemi yaparak tedavi ediyoruz.”

haberler Bir gecede ortaya çıkan şeytan kınası gerçeği Ayırt edilmesi hayati öneme sahip

KORUNMAK İÇİN BUNLARA DİKKAT!

Bu mantar hastalığının bağışıklık sistemi zayıf olanlarda daha yaygın görüldüğünün altını çizen Taşlıdere, “Daha yaygın görülebilse de direkt bir ilişkisinin olduğunu söylemek doğru olmaz. Bütün mantarlar doğrudan temasla herkese bulaşabilir. Lezyona temasla ya da kişinin ayağından nemli ortama bulaşıp oradan da başkalarına geçebilir” ifadelerini kullandı.

Tinea Nigra’dan korunmak için tavsiyelerde de bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Nazan Taşlıdere, “Özellikle tropikal iklimlerdeysek temasa dikkat etmek lazım. Nemli yüzeylere, toprağa direkt ve uzun süre doğrudan temas etmemekte yarar var. Bir de bu mantar, tuzlu suları çok seviyor. Tropikal bölgelerdeki kumsallarda bulaşma riski daha yüksek” açıklamasını yaptı.

‘AYIRT EDİLMESİ HAYATİ ÖNEME SAHİP’

Özellikle sıcak ve nemli ortamlarda, el-ayak terlemesi olan kişilerde daha kolay oluşabileceğini ve toprakla uğraşanlarda diğerlerine oranla daha sık görüldüğünü dile getiren Dermatoloji Uzmanı Dr. Semra Akıntürk de, “Fayohipomikoz koyu renkli mantarların sebep olduğu fırsatçı enfeksiyonların genel adıdır. Tinea Nigra ise kelime anlamıyla siyah mantar enfeksiyonudur. Derideki sıyrık, yara ya da travma bölgelerinden giriş yaparak elde ayakta ya da vücutta kahverengi lekeler oluşturur” dedi.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler Bir gecede ortaya çıkan şeytan kınası gerçeği Ayırt edilmesi hayati öneme sahip

Bulaşmanın genellikle mantarla direkt temasla ortaya çıktığını yineleyen Uzm. Dr. Semra Akıntürk, bu durumun diğer hastalıklardan ayırt edilmesinin de hayati öneme sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Avuç içi, ayak tabanı ya da vücutta görülen siyah-kahverengi lekeler fark edilince, diğer dermatolojik hastalıklardan ayırt edilmesi gerekir. Tinea Nigra zararsız bir enfeksiyondur. Ancak karışabildiği diğer hastalıklardan ayırt edilmezse cilt kanseri, benler, sistemik hastalıklar ve bulaşıcı diğer hastalıkların tanı ile tedavisi gecikebilir. Bundan dolayı oluşan lekeler için mutlaka bir dermatoloğa başvurun.”

Read More

Haberler Eskişehir’in ‘Sütçü Tezene’si Sema Mihaliç: ‘Ailem evlen’ dedi, ben işimi kurdum’

Haberler Eskişehir’in ‘Sütçü Tezene’si Sema Mihaliç: ‘Ailem evlen’ dedi, ben işimi kurdum’

Haberler

Sema Mihaliç, 1999 yılında Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinin Eğriöz Köyü’nde dünyaya geldi. Bir ablası ve bir abisi olan Sema’nın anne ve babası çiftçilik yapıyordu. İlkokul ve ortaokulu şehir merkezinde okuyan Sema ise lisede turizm otelcilik bölümünü bitirdi. O yıllarda düğün ve organizasyon işlerinde çalışarak harçlığını çıkarttı. Ailesi kızlarının köyde kalıp köy işleriyle ilgilenmesini istemiyordu. O dönemde Sema’nın da hayvancılık yapma gibi bir düşüncesi yoktu. Kariyer hayatına yön vermeye çalışıyordu. Bir süre otel ve acentelerde çalıştıktan sonra Tepebaşı Belediyesi’nde işe başladı. Çevre koruma biriminde kağıt atıkları dönüştürüyorlardı. Sema, yaklaşık olarak 9 ay burada durduktan sonra şehirde çalışamayacağına karar verdi. Artık kariyerine tarım ve hayvancılık yaparak köyünde devam edecek, hem kendi işini yapacak hem de kendinden sonra gelen nesillere elinden geldiğince yol gösterecekti.  

class=’medyanet-inline-adv’>

“Köyde hiç arkadaşım yoktu, çocukluğumu yalnız geçirdim. Birkaç tane erkek çocuğu vardı ancak onlar da genellikle beni aralarına almazlardı. Ben de çocukluğumu yavru kangallarımız, inek ve koyunlarımızla geçirdim. En iyi arkadaşım onlar oldu. Hayvanlardan hiçbir şekilde kötülük gelmez. Modunuzu asla düşürmezler. Verdiğiniz sevgi, ilgi ve emeğin karşılığını fazla fazla alırsınız. Bu durum beni her geçen gün onlara daha fazla bağladı. Büyüdükçe de bu fikir şöyle evrildi: ‘Kadınlara iş hayatında genellikle cam tavan uygulanıyor, mobbing’e maruz kalıyorlar. Sürekli makyajlı olmak, saçlarını yapmak ve güzel giyinmek zorundalar çünkü beklenti bu yönde. Ancak hayvanlar asla sizden böyle bir şey beklemiyor. Ayrıca ‘Sen kadınsın, bize bakamazsın’ da demiyorlar. Yaşadıklarım insanlardan soyutlanıp hayvanlara yönelmemi sağladı.”

‘ATAERKİL OLAN AİLEMLE SAVAŞIMI KAZANDIM’

Ataerkil yapıda bir aileye sahip olduğunu söyleyen Sema, “Bizim ailede kız çocuklarının fikri alınmaz, onlara danışılmaz ve ne düşündüklerine önem verilmez. Bir de ayıp olayı var. Kadın erkek yan yana olmaz. Hem bu nedenlerle hem de hayvancılığın zorluğunu bildikleri için ailem hayvancılık yapmamı istemedi. Ancak bu düşüncelerin hepsini yavaş yavaş kırdım. Hatta babam beni yanında bir yere götürmekten bile çekinirdi. Şu anda ise durum tamamen değişti.  Tarım ve hayvancılıkla ilgili organizasyonlara davet ediliyorum, babamı da yanımda götürüyorumdiyerek ailesiyle olan savaşını kazandığını dile getirdi.

Köylerde kız çocuklarının 20 yaşını geçtikten sonra evlenmesinin uygun görüldüğünü belirten Sema, “Ailem de bu konuda istekliydi. Ancak ben her defasında girişimci olmak, kendi işimi yapmak istediğimi söyledim. Bu uğurda yanıp tutuştuğumu gören ailem sonunda pes etti. En son babam benim için eve gelmek isteyen görücülere şunları söyledi: “Kızımın evlenmekte gözü yok. Ben artık bunu anladım. İstiyorsan telefon numarasını vereyim, ikna edebilirsen sen et.”

class=’medyanet-inline-adv’>

‘KAFALARDAKİ SÜTÇÜ İMAJINI DEĞİŞTİRDİM’

Güne hayvan sağımı yaparak başlayan Sema, sonrasında dağıtıma çıkıyor. 70 baş hayvandan günlük 300 litre süt elde ediyor. Elde ettiği sütün yaklaşık 200 litresini kooperatif alıyor. Sema, geriye kalan sütü kapı kapı gezip dağıtıyor. Süt dağıttığı kişiler karşılarında onu görünce çok şaşırıyor. Çünkü insanlar kendilerine kasketli ve göbekli bir amcanın süt getireceğini düşünüyor. İnsanların kafasındaki bu düşünceyi değiştiren Sema, genç bir kadının kapılarına süt getirmesinden dolayı mutluluk duyduklarını dile getirdi.  Eskişehir’de ‘Sütçü Tezene’ olarak tanınan Sema, bu nedenini ise şöyle açıkladı:

“Benim rahmetli Neşat Ertaş’ın kişilik ve karakterine çok büyük bir hayranlığım var. Kendisi bozkırdaki insanın sesiydi ve ‘Bozkırın Tezenesi’ olarak anılırdı.  Tezenenin anlamı sazı çalmaya yarayan alet. Eskişehir’in bozkırında yaşamam, hem üreticinin hem de tüketicinin tarafında olmam dolayısıyla bu lakabı kendime uyarladım. Yani bir nevi sütçülerin tezenesiyim.” 

‘Bozkır Okulu’ projesiyle de yaz mevsiminde çocuklara tarımsal ve hayvansal üretim eğitimi veren Sema Mihaliç, “Ana okullarından gelen çocuklara, buğdayın yolculuğunu anlatıyorum. Birlikte hamur yapıp sacda bazlama pişiriyoruz. İneklerin, koyunların nasıl yerlerde kaldıklarını görüyorlar. Sonra inekleri seviyor, onlardan sağılan sütleri içiyoruz. Üretim olayı tamamen kafalarında oturuyor. Birlikte unutulmuş köy oyunlarını oynuyoruz. Buradan çıkarken hepsi köyde yaşamak ve çiftçi olmak istediğini söylüyor” diye konuştu.

class=’medyanet-inline-adv’>

haberler Eskişehirin Sütçü Tezenesi Sema Mihaliç: Ailem evlen dedi, ben işimi kurdum

Sema Mihaliç ‘Bozkır Okulu’ projesinde çocuklarla birlikte

‘HEDEFİM MODERN BİR ÇİFTLİK KURMAK’

Hayvan bakımı ve ahır işlerinin çok kolay olmadığını, en büyük şansının ailesi olduğunu söyleyen Sema, “Köy işletmemiz için kas gücüne ihtiyaç duyuluyor. Günde iki saatimiz gübre temizlemeye, iki saatimiz de hayvan yemlemeye gidiyor. Benim gücümün yetmediği yerde abim ve babam işi devir alıyor. Şu anda babam ve annem çok yaşlandı. Ben de artık daha fazla devam etmelerini istemiyorum. Daha büyük bir yere geçebilmek için birtakım nevi bürokratik işleri halletmeye çalışıyorum. Geçmek istediğim tarlaya yapı ruhsatı verilmiyor. Bu konuda çok çaba sarf ediyorum. Ruhsat verildiği takdirde çiftliğimiz Karadüzen’de 3-4 kişinin baktığı 70 büyükbaşa ben tek başıma bakabileceğim” diyerek hedefinin modern bir çiftlik kurmak olduğunu söyledi. 

Read More

Haberler Kanser tedavisi gören Betül öğretmenden acı haber

Haberler Kanser tedavisi gören Betül öğretmenden acı haber

Haberler

Şükrü Paşa Ortaokulu’nda beden eğitimi öğretmenliği yapan Betül Kılıçkıran’a, 4 ay önce meme kanseri tanısı koyuldu. Özel hastanede tedavisine başlanan Kılıçkıran, 1 ay önce sağlık durumu ağırlaşınca yatışı yapıldı. Kılıçkıran, doktorların tüm müdahalelerine rağmen hayatını kaybetti.

BÜYÜK ÜZÜNTÜ

class=’medyanet-inline-adv’>

2 yıl önce evlendiği öğrenilen Betül Kılıçkıran’ın ölümü ile ailesi, yakınları ve meslektaşları büyük üzüntü yaşadı. Betül Kılıçkıran, Kaymakamı Osman Demir ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Kenanoğlu’nun da katıldığı cenaze namazının ardından İsalı Mahallesi’nde toprağa verildi.

haberler Kanser tedavisi gören Betül öğretmenden acı haber

Read More