Guncellemeler

Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan başkanlığında multidisipliner bir araştırma grubunun yaptığı çalışmada sağlıklı tiroid bezinden elde edilen kök hücreler çeşitli laboratuvar süreçlerinden geçirilerek tamamen farklı bir organ olan paratiroid bezi hücrelerine dönüştürüldü. Bu önemli çalışma uluslararası saygın bir bilim dergisinde yayınlanarak tıp literatürüne girmiş oldu. 

‘NAKİLLERİN BAŞARI ORANI ARTACAK’

Paratiroidin vücudumuzdaki kalsiyum dengesini sağlayan yegane organ olduğunu belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Kaslarımızda yeterli kalsiyum olmasaydı ne hareket edebilir ne de konuşabilirdik. Kalp kasımıza yeterli kalsiyum gitmezse kalbimiz çalışmaz hatta bu durum kalp durmasına kadar gidebilir. Bahsi geçen bütün süreçlerimizi yöneten paratiroid bezi vücudumuz için çok önemli bir organdır. Çalışmamızda bir dokudan başka bir doku elde ettik. Literatürde, karaciğer kök hücrelerinden karaciğer, böbrek kök hücrelerinden böbrek elde etme durumu mevcut. Biz ise tiroid organından farklı bir organa, paratiroid organına dönüşüm sağladık. Bu teknik, literatür açısından çok önemli ve inovatif bir çalışma çünkü hem verici bulma sorununu çözerken hem de nakil başarı oranını da arttıracak. Aynı kişinin tiroid bezinden elde edilecek kök hücrelerle yapılacak nakillerde hem nakil için verici bulmaya gerek olmayacak, hem de o kişinin kendi dokusu kullanıldığı için doku uyumu sorunu yaşanmayacağından nakillerin başarı oranı da artacaktır” şeklinde konuştu.  

‘KISITLAYICI FAKTÖRLER SEBEBİYLE VERİCİ ORANIMIZ DÜŞÜK’

Prof. Dr. Erhan Ayşan bu önemli çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi:   

“Böbrek nakillerinde her insanın iki böbreği olduğu için bir böbreklerini bağışlama durumları var. Paratiroidler ise insan vücudunun en küçük organları, boyutları irice bir pirinç tanesi kadar! Vücudumuzda dört paratiroid bezi var ama sağlıklı bir insandan bir ya da iki paratiroid bezi alındığında çeşitli teknik sebepler dolayısıyla diğer insana bu yetmiyor. Organın küçüklüğü bunun en önemli sebepleri arasında. Ayrıca Türkiye’de de, dünyada da sağlıklı bir insanın paratiroid dokusu kullanılamaz. Dolayısıyla biz belli kriterler doğrultusunda paratiroid bezinin fazla çalıştığı insanlardan bu dokuyu alıp naklediyoruz. İşte bu kısıtlayıcı faktörler sebebiyle verici oranımız düşük. Az önce de söylediğim gibi bu teknikle verici sorunu da ortadan kalkacaktır.”

‘ÇALIŞMAMIZ YAKLAŞIK BİR AY ÖNCE LİTERATÜRE GİRDİ’

Geniş bir akademik kadroyla bu konuda uzun yıllardır çalıştıklarının altını çizen Endokrin Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Ayşan, “Geliştirdiğimiz tekniğin makalesini uluslararası saygın bir bilim dergisinde yayınladık. Böylece çalışmamız tıp literatürüne girdi ve bu süreç konuya hâkim bilim insanlarının bilgisine sunulmuş oldu. Yurt dışından bazı mailler dahi almaya başladık. Bu tekniğin yaygın kullanımı ile birçok organ yetmezliğinde yeni bir yaklaşımın önü açılmış olacak. Bunların başında da diyabet hastalığının tedavisinde kullanılan pankreas adacık nakli geliyor” ifadelerini kullandı.  

Prof. Dr. Ayşan çalışma süreçleri hakkında ise şu bilgileri paylaştı: “Tiroid dokularından elde ettiğimiz kök hücreleri laboratuvar şartlarında bazı özel dönüştürücü faktörlerle bir araya getirerek bu hücreleri erişkin paratiroid hücrelerine dönüştürdük. Bu hücreleri deney hayvanlarına naklederek fonksiyonel olduklarını da kanıtladık. Sonuçta bir organa ait hücreler başka bir organa dönüşmüş oldular. Bu çalışma aynı zamanda bir öğrencimizin de doktora tezi olma özelliğine sahiptir.” 

‘YOL AÇTIK AMA DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR’

Prof. Ayşan konu hakkında son olarak şunları söyledi: “Bir organı olmayan ya da fonksiyon görmeyen insanlara başka insanlardan elde edilen organların nakledilmesinin yerine kendisinde var olan bir organdan elde edilen hücreleri dönüştürerek nakil yapmak çok değerli bir aşamadır. Böylece doku ve organ nakillerinde verici sorunu, immun sistemi baskılayan ilaç kullanma sorunu ve en önemlisi başarısız nakiller sorunu çözülmüş olacaktır. Bu konuda daha yapılacak çok iş var ve bu işler ancak multidisipliner, vizyoner, uyum içinde ve çok çalışan akademisyenlerle yapılabilir.”

9 Ocak 2023’te yeni haftaya Ay, Aslan burcunda hareket ederken başlayacağız. Günün önemli açıları Merkür ve Uranüs ile gerçekleşecek olumlu açı ile Venüs ve Mars arasında gerçekleşecek olumlu açı olacak. Seyahate çıkma kararı alabilirsiniz. Yeni bir eğitime başlayabilirsiniz. Kişisel gelişiminize katkı sağlayacak kurslara katılabilirsiniz. Çocukları olanlar çocuklarıyla yakından ilgilenmek isteyebilir. Akşam saatlerine doğru kariyerinizi ilgilendiren konularda yeni anlaşmalar yapabilirsiniz. Maddi kaynaklarınızı artırabileceğiniz yeni iş teklifleri alabilirsiniz.

10 Ocak 2023’te Ay, Aslan burcunda hareket etmeye devam edecek. Saat 15.43 ila 18.15 arasında Ay boşlukta hareket edecek. Bu zaman dilimi içerisinde yeni bir başlangıç yapmamalısınız. Çocuğu olanlar onların sağlıkları ile yakından ilgilenmek durumunda kalabilirler. Kariyerinizle ilgili yaptığınız yatırımlar ve çalışmalarla ilgili beklenmedik gelişmeler yaşayabilirsiniz. Saat 18.15 itibarıyla Ay, Başak burcuna geçiş yapacak. Ay, Başak burcunda cuma günü sabah saatlerine kadar kalacak. Bu zaman diliminde uzun zamandır düzenlemediğiniz yerleri düzenleyebilirsiniz. Ayrıntı içeren işlerinizi bu günler içerisinde yapabilirsiniz.

11 Ocak 2023’te Ay, Başak burcunda hareket etmeye devam edecek. Günün en önemli açısı Merkür ve Şiron arasında gerçekleşecek sert açı olacak. Gün içinde borsa, Bitcoin gibi platformlarda manipülasyonlar yaşanabilir ve maddi kayıplar gerçekleşebilir. Bazılarınız hobilerini yeni iş fırsatına çevirebilir.

12 Ocak 2023’te Ay, Başak burcunda hareket etmeye devam edecek. Günün en önemli açısı Venüs ve Şiron arasında gerçekleşecek olumlu açı olacak. İş ortamında ön plana çıkabilirsiniz. Kariyerinizle ilgili olumlu gelişmeler yaşanabilir. Maddi ve manevi olumlu gelişmeler meydana gelebilir.

13 Ocak 2023’te Ay, Başak burcunda hareket etmeye devam edecek. Saat 05.48 – 05.57 arasında Ay boşlukta hareket edecek. Saat 05.57 itibarıyla Ay, Terazi burcuna geçiş yapacak. Gün içerisinde denge sorunları yaşanabilir. Baş dönmesi, vertigo gibi sorunlar görülebilir. İş ve kariyer alanında iletişim artabilir.

14 Ocak 2023’te Ay, Terazi burcunda hareket etmeye devam edecek. Gün içerisinde duygularınızı ifade etmekte zorlanabilirsiniz. Eğitim ve toplantılar ile ilgili konularda sorunlar ortaya çıkabilir. Tartışma ve kavgalara açık bir gün yaşanabilir. Daha sakin ve çözüm odaklı olmalısınız. Tansiyon, baş dönmesi ve denge kaybı gibi problemler görülebilir.

15 Ocak 2023’te Ay, Terazi burcunda hareket etmeye devam edecek. Günün en önemli açısı Venüs ve Uranüs arasında gerçekleşecek sert açı olacak. Maddi ve manevi konulalar ilgili beklenmedik ani olumsuz gelişmeler yaşanabilir. Sosyal çevrenizdeki kişilerle sorunlar yaşayabilirsiniz. Zorlu bir gün geçirebilirsiniz. İsteklerinizi ve duygularınızı ifade etmekte zorlanabilirsiniz. Bazılarınız iş kaybı yaşayabilirsiniz. Saat 11.39 ile 15.08 arasında Ay boşlukta hareket edecek. Bu zaman diliminde yeni bir başlangıç yapmamalısınız. Rutin işlerinize devam edebilirsiniz.

Koç

Pazartesi ve salı günleri sosyalleşeceğiniz bir gün yaşayabilirsiniz. Partnerinizle veya çocuklarla zaman geçirebilirsiniz. Sanatsal faaliyetlerle ilgilenebilirsiniz. Bir kısmınız yatırımla ilgili konulara öncelik verebilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri iş yoğunluğunuz artabilir. İş yoğunluğunda sağlığınızı ihmal etmemelisiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri ikili görüşmelere, toplantılara ve davetlere gidebilirsiniz. Ortak yapılan işlere girişebilirsiniz.

Boğa

Pazartesi ve salı günleri aileyi ilgilendiren konular karşınıza çıkabilir. Aile içi konularda zaman zaman sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri sosyal hayatınız, aşk hayatınız, varsa çocuklarınızla ilgili konularda keyifli zamanlar geçirebilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri rutin işlerinizle ilgilenebilirsiniz. İş toplantılarına katılabilirsiniz.

İkizler

Pazartesi ve salı günleri yakın çevrenizle olan iletişiminiz, planlar ve kararlar ön plana çıkabilir. Aldığınız veya alacağınız eğitimle ilgili konularla ilgilenebilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri ailevi konular, aileden gelecek haberler gündeminize gelebilir. Cuma, cumartesi ve pazar günleri sosyalleşebilirsiniz. Sanatsal faaliyetler içerisine girebilirsiniz. Çocuklarınız varsa onlarla keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Yengeç

Pazartesi ve salı günleri finansal konularla ilgilenebilirsiniz. Ödemeler ve ticaret ön plana çıkabilir. İhtiyacınız olmayan harcamalardan kaçınmalısınız. Çarşamba ve perşembe günleri iletişim odaklı olabilirsiniz. Haber okumaya daha çok vakit ayırabilirsiniz. Yeni kararlar almak ve bu kararları hayata geçirmek gibi planlar yapabilirsiniz. Yakın çevrenizle daha çok sosyalleşebilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri ailevi konular gündeme gelebilir. Aile içinde çeşitli planlar yapabilirsiniz.

Aslan

Pazartesi ve salı günleri kendinizi daha rahat ifade edebileceğiniz bir süreç içine girebilirsiniz. Fiziksel görünüşünüzle ilgilenmek isteyebilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri finansal konular ve bu konuların planlanması gündeminize gelebilir. Cuma, cumartesi ve pazar günleri yakın çevrenizle daha çok sosyalleşebilirsiniz. Eğitim konuları ile daha yakından ilgilenebilirsiniz.

Başak

Pazartesi ve salı günleri iç dünyanıza dönebilirsiniz. Duygusal açıdan zaman zaman zorlanmalar yaşayabilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri kendiniz daha rahat ifade edebileceğiniz bir süreç yaşanabilir. Fiziksel görünüşünüzle ilgilenebilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri gelir-gider dengesi oluşturmak gibi finansal planlamalar yapabilirsiniz.

Terazi

Pazartesi ve salı günleri sosyal çevrenizle ve iş arkadaşlarınızla olan iletişiminiz kuvvetlenebilir. Ortak çalışmalar yapabilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri iç dünyanıza dönebilirsiniz. Zaman zaman duygusal takıntılar yaşayabilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri dış görünüşünüzle ilgilenebilirsiniz. İştahınız artabilir.

Akrep

Pazartesi ve salı günleri yoğun iş temposuna girebilir, yeni projelere vakit ayırabilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri sosyal çevrenizle olan iletişiminiz kuvvetlenebilir. Grup çalışmalarına katılabilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri iç dünyanıza yönelebilirsiniz. Zaman zaman duygusal takıntılar yaşayabilirsiniz.

Yay

Pazartesi ve salı günleri eğitim konuları gündeminizi meşgul edebilir. İnancınızı sorgulayabilirsiniz. Yeni görüşlere merak duyabilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri kariyerinizle ilgili konularda yoğunluk yaşanabilir. Bu süreçte daha çok çalışmanız gerekebilir. Cuma, cumartesi ve pazar günleri sosyal çevrenizdeki insanlarla iletişiminiz artabilir.

Oğlak

Pazartesi ve salı günleri finansal konular, krediler, ödemeler ve miras gibi konularla ilgilenebilirsiniz. Sağlık kontrollerinize gidebilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri eğitim ve kişisel gelişimle ilgili konular ilgi odağınız olabilir. Ticaret konuları gündeme gelebilir. Cuma, cumartesi ve pazar günleri işinizle ilgili çalışmalar yapabilirsiniz. Kariyerinizle ilgili yeni projelerle karşılaşabilirsiniz.

Kova

Pazartesi ve salı günleri ikili ilişkilerde ego çatışmaları yaşanabilir. İkili ilişkiler ve iş ortakları ile iletişimin artacağı, yeni sözleşmelerin gündeme gelebileceği bir süreç başlayabilir. Çarşamba ve perşembe günleri finansal konularla ilgili gelişmeler yaşanabilir. Kredi ve ödemelerinize dair çeşitli planlar yapabilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri kişisel gelişim konuları ile yakından ilgilenmek, hatta bu konuda bir eğitim almak isteyebilirsiniz. Yurt dışı bağlantılı kişilerle görüşmeler yapabilirsiniz. Seyahate çıkabilirsiniz.

Balık

Pazartesi ve salı günleri rutin işlerinizle ilgilenebilirsiniz. Hizmet alınan kişilerle ilgili problemler yaşayabilirsiniz. Sağlık konusunda hassas bir süreçten geçebilirsiniz. Çarşamba ve perşembe günleri ikili ilişkilerde iletişiminiz artabilir. Yenilenecek sözleşmelerin takibini yapabilirsiniz. Cuma, cumartesi ve pazar günleri finansal konular, ödemeler, sigorta ve krediler gibi konularla ilgili planlamalar yapabilirsiniz.

1- Mide botoksu nasıl bir yöntemdir? 

Mide botoksu, endoskopik olarak midenin belli bölgelerine botulinium toksini enjekte edilmesine dayanan bir tedavidir.

2- İşlem ne kadar sürer?

İşlem süresi yaklaşık 20-30 dakikadır.

3- Mide botoksuyla ne kadar kilo verilir?

Botoks tedavisi ile vücut ağırlığının ortalama yüzde 10-20’si verilebilir.

4- Mide botoksu kimlere uygulanır? 

Vücut kitle indeksi 27 ve üzerinde olan kişilere uygulanır.

5- Mide botoksunun yan etkileri var mıdır?

 Mide botoksu yan etkisi az bir endoskopik tedavi yöntemidir. Tamamen derin sedasyon altında uygulanan ağrısız bir işlemdir.

Lihtenştayn monarşiyle yönetilen bir mikro devlettir. Ülkenin 1934’ten beri kullanılan resmi bayrağı yatay şekilde sıralanan mavi ve kırmızı renklerden oluşuyor. Mavi kısımda kalan, sol üst köşede kraliyet işareti olan sarı bir taç bulunuyor. Ülke, Gemeinde adı verilen 11 idari birime ayrılıyor. Öne çıkan şehirler Vaduz ve Balzers’tir.

Lihtenştayn Nerededir?

Lihtenştayn, Orta Avrupa’da İsviçre ile Avusturya arasında düzlük bir alanda bulunuyor. Ülkenin batı kısmını İsviçre, doğu kısmını Avusturya çevreliyor. Lihtenştayn, komşularıyla birlikte denize kıyısı olmayan ikinci ülkedir.

Ülke, 160 kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın altıncı, Avrupa’nın dördüncü küçük ülkesidir. Ülke sınırlarının uzunluğu 76 kilometredir. Ülkenin yarısını Ren Vadisi, diğer yarısını da Alp bölgesi oluşturuyor. Ülkenin en yüksek noktası 2.599 metre yüksekliğindeki Grauspitz dağlarıdır. En alçak nokta ise 43 metre ile Rugeller Riet’dir.

Lihtenştayn’da Alp iklimi hakimdir. Ülkenin yarısında uzun ve soğuk bir kış dönemi geçiyor. Ortalama sıcaklık 0 derecenin altında ve yoğun kar yağışlıdır. Yaz mevsimi ise kısa ve serin geçiyor. Ortalama sıcaklık da 15 derecedir.

Lihtenştayn, Schengen Birliği ülkeleri arasındadır. 1995’de beri bu ülkeye Avrupa içinden pasaportsuz seyahat yapılabiliyor. Ülkede havaalanı bulunmuyor. Ulaşım, tren ve toplu taşıma araçlarıyla yapılıyor. Ülke, Avrupa’nın ve Dünyanın en güvenli yerlerinden biridir. Ülkenin ordusu bulunmuyor. Güvenliği sadece 250’ye yakın polis sağlıyor.

Lihtenştayn Nüfusu Ne Kadardır?

Lihtenştayn’ın nüfusu 2023 yılının ilk yarısı itibariyle 38.128 kişidir. Nüfus değişim oranı %0,29’tur. 160 kilometrekarelik alana sahip ülkede, kilometre başına 238 kişi düşüyor. Ülkede ortalama yaşam süresi 82 yıldır.

Nüfusun; %66’ı Lihtenştaynlı, %9’u İsviçreli, %6’sı Avusturyalı, %4’ü Alman, %3’ü İtalyan, ’si de diğer ülke vatandaşlarıdır. Bu ülkede diğer milletlerle birlikte 805 kadar da Türk yaşıyor.

Lihtenştayn Başkenti Neresidir?

Lihtenştayn’ın başkenti Vaduz’dur. Vaduz, ülkenin batısında İsviçre sınırında Ren nehri boyunca kurulmuştur. Ülkeye adını veren Lihtenştayn ailesinin ilk aldıkları yerdir. Bu nedenle şehir ülke için manevi değere sahiptir. Vaduz, 5429 nüfusa ve 17,3 kilometrekarelik bir alana sahiptir. Şehrin tek ve en işlek caddesi Stadtle Caddesi (Altın Yol)’dir. Şehrin en önemli müzeleri, parlamento binası, hediyelik eşya dükkânları, restoran ve kafeleri bu cadde üzerinde yer alıyor. Bu caddeden kalkan nostaljik trenlerle 20 dakikalık bir şehir turu yapabilirsiniz

Sempatik ve şirin bir şehir olarak bilinen Vaduz’un tarihi dokusu da ilgi çekiyor. Şehir merkezinde Liechtensteiniches, Kunst ve Posta müzeleri ziyaret edilecek yerlerdir. 12. yüzyıl şatosu Schloss Vaduz, Vaduz Katedrali, Lihtenştayn Sanat Müzesi, Prensin Bağları, Şarap Üretim Merkezi ve kış turizmi için Alp Dağları diğer gezilecek yerlerdir.

Lihtenştayn Para Birimi Nedir?

Lihtenştayn ulusal para birimi İsviçre Frangı’dır. Bir İsviçre Frangı 8,06 Türk Lirasıdır. İsviçre ile yapılan gümrük birliği anlaşması sonucunda, İsviçre’nin para birimi olan İsviçre Frangı’nı kabul etmişler. Lihtenştayn, gayri safi milli hâsılasıyla Avrupa’nın en zengin ülkesidir. Ülkede kişi başına düşen milli gelir 120 bin dolar civarındadır.

Lihtenştayn Resmi Dili Nedir?

Lihtenştayn’ın resmi dili Almancadır. Fakat bu dil Almanya’da konuşulan dilden farklıdır. Daha ziyade İsviçre ve Avusturya’da konuşulan Almancaya daha benzerdir. Lihtenştayn ile Türkiye Arasındaki Saat Farkı Nedir? Lihtenştayn ile Türkiye arasında saat farkı bulunuyor. Lihtenştayn zaman bakımından Türkiye’den bir saat geridedir. Buna göre Lihtenştayn’da saatler 01.00’i gösterdiğinde, Türkiye’de saat 02.00’dir.

Üç yatay şeritten oluşan Lüksemburg bayrağı kırmızı, beyaz ve mavi renklerinden oluşur. Kırmızı, savaşta dökülen kanları simgelerken, beyaz barış ve refahın sembolüdür. Fransa bayrağından esinlenerek tasarlanmış bayrakta, mavi rengi Fransa’ya ithaf edilmiştir. İki ülkenin bayrakları arasındaki tek fark, Fransa bayrağındaki şeritlerin dikey olmasıdır. Roma Cermen İmparatorluğuna bağlı olarak kurulan Lüksemburg’un tarihi 10. yüzyıla kadar uzanıyor. Ülkenin en bilinen şehirleri Strassel, Finden, Esch Sur Alzette ve Diekirch’tir. Ülkede şehirleşme oranı bir hayli yüksek olup ticaret, turizm ve sanayi fazlasıyla gelişmiştir. Son 20 yılda eğitim ve sağlık sektöründe ilerleme kaydeden Lüksemburg, işsizlik oranı en düşük Avrupa ülkelerinin başında geliyor. Batı Avrupa ülkesinde kişi başına düşen milli gelir ise 113 bin 594 dolardır.

Lüksemburg Nerededir?

Avrupa kıtasının batısında bulunan Lüksemburg, üç güçlü Avrupa ülkesiyle sınır komşusudur. Ülkenin kuzeydoğusunda Almanya, batısında Belçika ve güneyinde Fransa yer alır.

Lüksemburg Nüfusu Ne Kadar? (2023)

Resmi olmayan rakamlara göre Lüksemburg’un toplam nüfusu 625,978’dir. Yıllık nüfus artış oranı %2,32 olan ülkenin yaş ortalaması ise 39’dur. Avrupa’nın ekonomi ve turizm başkenti olarak tanımlanan Lüksemburg’da Avrupa ve Asya ülkelerinden göç almaktadır. Kilometrekare başına 207,6 kişinin düştüğü Batı Avrupa ülkesinde nüfusun büyük çoğunluğu şehirlerde yaşar.

Lüksemburg’un Başkenti Neresidir?

Ülkenin başkentinin adı da Lüksemburg’dur. Ülke ile aynı adı taşıyan başkent, turizm, kimya, sanayi alanında oldukça gelişmiştir. Aynı zamanda dünyanın ‘finans merkezi’ olarak tanımlanan kent, iki yıl üst üste ‘dünyanın en temiz ve düzenli şehri’ seçilmiştir. 51.46 kilometrelik bir alana sahip olan şehirde Notre Dame Katedrali ve Adolpje Köprüsü gibi dünyaca ünlü tarihi yapılar bulunuyor. Lüksemburg şehrinin en önemli özelliği ise iki kez Avrupa Kültür Başkenti seçilen tek şehir olmasıdır. Nüfusu sadece 4.122 olan Echternach, Lüksemburg’un en bilinen ve popüler şehirlerinden bir diğeridir. Doğa ve parkları ile meşhur olan kent, her yıl 10 milyonun üstünde turist tarafından ziyaret ediliyor. Ulusal Askeri Tarihi Müzesinin bulunduğu Diekirch, Lüksemburg’un kuzeydoğusunda yer alıyor. Her yıl şehir merkezinde düzenlenen Eşek Festivaline çevre şehirlerden ve diğer Avrupa ülkelerinden binlerce kişi katılıyor. Diekirch’in kardeş şehirleri arasında Arion (Belçika), Bitburg (Almanya) ve Missouri (ABD) yer almaktadır.

Lüksemburg’un diğer şehirleri ve yerleşim bölgeleri şu şekildedir: Schengen, Wittz, Dudelange, Vianden Kantonu, Strassen, Mondorf Les Bains ve Livange.

Lüksemburg’un Para Birimi Nedir?

Lüksemburg’un para birimi Euro’dur. Ülke Avrupa Birliğinin kurucu üyelerinden biri olduğu için Euro para birimini en erken kullanan Avrupa ülkelerinden biri olmuştur. 1854 İLE 1999 yılları arasında tedavülde olan para birimleri ise Lüksemburg Frangı’dır.

Lüksemburg’da Konuşulan Diller

Kozmopolit bir yapıya sahip olan Lüksemburg’da birçok Avrupa dili konuşulmaktadır. Toplamda üç resmi dili bulunan ender ülkelerden biridir. Ülkenin resmi dilleri, Lüksemburgca, Almanca ve Fransızcadır. Mahkeme ve meclis gibi resmi kurumların yazışmaları Fransızca yapılır. Katolik kilisenin de dili olan Almanca ise okullarda en çok öğretilen dildir. Ülkede konuşulan diğer Avrupa dilleri ise İtalyanca ve Portekizcedir.

Lüksemburg ile Türkiye Arasındaki Saat Farkı Nedir?

Orta Avrupa Saat dilimini kullanan Lüksemburg ile Türkiye arasında bir saatlik fark vardır. Lüksemburg’da saat 04.00 iken Türkiye’de 05.00’dir.

Zeynep İşman / Ortak kullanıma açık alanlardaki tuvaletlerin genel durumu bir toplumun medeniyet seviyesini gösteren en önemli kriterlerden olarak görülmeli. Ancak ne yazık ki ülkemizde umumi tuvaletlerde tuvalet kâğıdı, sabun gibi hijyenik ürünlere ulaşmak sıkıntılı bir konu. Bu durum okul tuvaletlerinde de farklı değil. Okullarda tuvaletlerin yeterince temiz olmaması ve ailelerin özellikle kız çocuklarının karşılaşacağı hijyen sorunu endişesiyle baskı uygulaması sonucu tuvalet tutma alışkanlığı çok yaygın. Günün önemli bir bölümünü okulda geçiren çocuklar, tuvaletlerini tutunca hem derslerine odaklanamıyor hem fizyolojik olarak zorlanıyor hem de tuvalet kaçırma gibi durumlarda akranları tarafından zorbalığa maruz kalıyor. Tuvalet hijyeninin çocuklar için önemine dair farkındalık oluşturmak ve fiziksel, mental, duygusal uzun vadede zararları olan tuvalet tutma alışkanlığının önüne geçmek amacıyla 11 yıldır “Okul Hijyeni Projesi”ni yürüten Domestos, geçtiğimiz günlerde ünlü isimlerin yer aldığı dikkat çeken bir sosyal deney yayınladı. Domestos Marka Müdürü İpek Aslanel ile bu konuya dikkat çekerek farkındalık yaratan projelerini konuştuk.

• 1 yıldır Okul Hijyen Programı yürütüyorsunuz. Bugüne kadar nasıl bir yol izlediniz?

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde, Domestos’un 2030 yılına kadar dünyada 100 milyon insanın daha iyi koşullarda tuvaletlere erişimini sağlamak şeklinde bir taahhüdü var. Bu amaç doğrultusunda,Türkiye’de de 2011 yılından beri Domestos Okul Hijyen Programı adıyla ilkokul ve ortaokullarda tuvalet hijyenini sağlamak adına çalışıyoruz. 11 yıldır süren Okul Hijyen Programı kapsamında “Okul Tuvaletlerine Domestos Gönderimi”, “Eğlen, Öğren, Hijyen” ve “Hijyenik Tuvalet Sağlıklı Gelecek” projelerini gerçekleştirdik. Okulların sürdürülebilir hijyen standartlarına sahip olabilmeleri için temizlik ürünü ve ekipman gönderiyor, çocuklara hijyen eğitimleri veriyoruz. Geçen yıl Okul Hijyen Programı’nın 10. yılıydı ve bu nedenle “10. Yılda 10 Bin Okula Bağış” kampanyası yaptık. Yine geçen yıl ilkokul ve ortaokulların tuvaletlerini yenilemeye başladık. Tuvalet yenileme çalışmalarımıza İstanbul’daki okullarla başladık, Türkiye çapında ulaşabildiğimiz kadar çok okula ulaşmaya çalışacağız. 11 yılda, 81 ilde 25 binden fazla okulda 8 milyon öğrencinin hayatına dokunduk ve okullara yaklaşık 4 milyon şişe ürün gönderdik

AKADEMİK BAŞARILARI ETKİLENİYOR

•  Okullarda tuvalet hijyeni sorunu çocukların iyilik hallerini nasıl tehlikeye atıyor?

Çocuklar fiziksel olarak mikrop ve virüslere karşı en savunmasız grup ve bu da onları viral ve bakteriyel hastalıklar
karşısında kırılgan hale getiriyor. Okullar, evlerinden sonra çocukların en çok vakit geçirdikleri ortamlar, dolayısıyla okul ortamları hijyenik olmadığında onları sağlık açısından ekstra risk altında bırakıyor. Fizyolojik hastalık risklerinin yanı sıra okul tuvaletlerinin yeterli hijyene sahip olmaması, çocukların psikolojik iyilik hallerini de olumsuz yönde etkiliyor. Çocuklar okulda temiz olmayan tuvaletlere girmek yerine eve kadar tuvaletini tutmayı tercih edebiliyor. Tuvalet ihtiyaçlarını gideremeyen çocuklar, derslerine odaklanmakta güçlük yaşıyor, bu nedenle akademik başarıları da olumsuz yönde etkileniyor. Fiziksel hareketlilikleri kısıtlandığı için teneffüse çıkamıyor, arkadaşlarıyla sosyalleşemiyor. Hepimizin aşina olduğu bir gerçek de bazı çocukların tuvaletini tutamayarak altına kaçırabildikleri. Çocukların arkadaşlarının, öğretmenlerinin bulunduğu bir sosyal ortamda altına kaçırmaları onlar için, travmatik bir deneyim olabiliyor. Bu deneyimden utanç duyuyorlar, bu da onların özgüvenlerinin azalmasına yol açıyor. Öte yandan, okullarda tuvalet hijyeninden emin olamayan anne-babalar, çocuklarını okul tuvaletlerini kullanmamaları yönünde tembihlediklerinde, bu durum çocuğun fizyolojik ihtiyacını gidermek ve otorite figürü olarak gördüğü anne-babasının sözünü dinlemek arasında bir ikilem yaşamasına sebep olabiliyor. Yani tuvalet hijyeni çocukları birçok farklı açıdan etkileyen, oldukça önemli bir konu.

• Filmle yaratılan farkındalığı kamuoyu desteğine dönüştürebilmek adına bir de dev bir QR kodu yer alıyor. Kampanyaya katılmak isteyenler QR kodlarına başka nerelerden ulaşabilirler?

Küçük bir adımla dahi olsa projeye destek vermek isteyenleri QR kod okutarak okullara ücretsiz bir şekilde
Domestos göndermeye davet ettik. Sosyal deney filmimizin sonunda da görebilecekleri QR kodu dev bir
versiyonda inşa ederek İstanbul Buyaka AVM ve Galataport’ta da sergiledik. Hem Türkiye’nin en büyük QR kodunu görmek hem de projemize fiziksel katılımla destek vermek isteyen herkesi bekleriz.

İlandır

2006 yılında tam bağımsızlığını kazanmış olan bu ülke, eski Yugoslavya’yı oluşturan 6 cumhuriyetten biriydi. Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Sırbistan’ın zoruyla yeni Yugoslavya’nın içerisine katılan Karadağ, ardından Sırbistan ile ortaklık kurmuş ve Sırbistan-Karadağ adını almıştır.

21 Mayıs günü yapılan referandum da %55,6’lık evet oyu ile tam bağımsızlığını kazanan bu ülke, o günden bu yana bağımsızlığını korumaktadır. Karadağ, şimdi NATO birleşmiş milletler topluluğunda yer almaktadır.

Bir Balkan ülkesi olan Karadağ, kendi bayrağını 2004 yılında ülke içerisinde yapılan bir yarışma ile belirlemiştir. Kırmızı bir zemin üzerine oluşan bu bayrak, Karadağ ile Sırbistan’ın bitmek bilmeyen savaşlarını simgelemekte, bu kırmızı zeminin üstündeki arma ise yıllardır Karadağ içerisinde kullanılan ve askeri anlamı olan bir armadır. Karadağ ülkesinin en bilinen şehirleri ise, Niksiç, Taşlıca, Podgorica, Tivat ve Budva’dır.

Cumhuriyet tarzı yönetim şekli ile yönetilmekte olan Karadağ’ın şimdiki devlet başkanı Milo Dukanovic’tir. 1 Ocak 1852 de kurulan ve tam bağımsızlığını 8 Haziran 2006 yılında alan Karadağ, aynı zamanda tam bir spor ülkesidir. Ülkede çok az lise ve üniversite bulunması sebebi ile çoğunluğu spora yönelmekte olan genç bireyler ülkeyi bu alanda temsil etmekte ve uluslararası düzeyde yarışarak ülkelerine madalyalar getirmektedir.

Karadağ Nerededir?

Adriyatik Denizinin Kuzeyinde bulunmakta olan Karadağ, Balkanlar üzerinde yer alan ve yanındaki ülkelere nispeten daha geniş bir coğrafyaya sahip olan bir balkan ülkesidir. Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Hırvatistan, Bosna Hersek ve diğer birçok balkan ülkesine komşu olan Karadağ, kendine özel olarak uyguladığı yasa ve sınırlar ile de dünya genelinde birçok insan tarafından bilinmektedir.

Milli futbol takımı sayesinde de tüm dünya insanları tarafından tanınmakta olan Karadağ, coğrafi yerinin, Adriyatiğin kuzeyinde olması sebebi ile oldukça fazla turisti içerisine çekmektedir.

Karadağ Nüfusu Ne Kadar?

Karadağ’ın nüfusu tahmini verilere göre 690.000’den fazladır. Fazla göç almayan bir ülke olan Karadağ, kendi milletinden insanları da içerisinde tutmakta ve dışarıya da fazla göç vermemektedir.

Karadağ’ın Başkenti Neresidir?

Başkenti Podgorica olan Karadağ, aynı zamanda en fazla nüfusu da başkentinde bulundurmaktadır. Diğer şehirlerine göre başkenti çok daha gelişmiş olan Karadağ, düz bir alanda yer alan Podgorica için çok büyük yatırımlar yapmakta ve ülkenin tüm ekonomik gücünü bu ülkenin omuzlarından almaktadır.

Karadağ’ın Para Birimi Nedir?

Karadağ, Almanya’nın para birimi olan Euro’yu para birimi olarak kullanmaktadır. Ekonomik açıdan nüfusunun da fazla olmamış olması nedeni ile oldukça rahat olan Karadağ, aynı zamanda insanlarına yüksek iş gücü de tanımaktadır. Ancak asgari ücret olarak insanlarına çok büyük tutarlar veremeyen Karadağ’da asgari ücret limiti 350 Euro’dur.

Karadağ’ın Resmi Dili Nedir? Ülkede Konuşulan Diller Hangileridir?

Tüm balkan coğrafyasından insanları içerisinde bulunduran Karadağ’ın resmi dili Karadağca’dır. Ancak Sırpça, Bosnakça, Hırvatça ve Arnavutça da kullanılan Karadağ, bu dillere resmi belgelerinde de yer vermektedir. 13.842 kilometre kare toprağın üzerine kurulmuş olan Karadağ, en çok göçü de başkenti Podgorica’ya almaktadır.

Karadağ İle Türkiye Arasındaki Saat Farkı Ne Kadar?

Karadağ, güncel saat itibari ile Türkiye’den 1 saat daha geridedir. Yaz saati uygulaması ile 1 saat olan fark, kışları bazen daha da artabilmekte ve fazlalaşabilmektedir.